Sedat Peker, Son 20 yıldır Türkiye’nin gündeminde olan ve yeni nesil arasında (özellikle mahalle kültürünün yoğun olduğu yerlerde) oldukça popüler ve bilinir bir kişi.

Sedat Peker’in Youtube aracılığıyla yurtdışından yaptığı açıklamalar; aslında toplumun büyük çoğunluğunun bildiği sırlar niteliğinde. Ve bu açıklamalar ilk defa duyulmadığı gibi ilk defa da söylenmiyor ve yazılmıyor. Sedat Peker’in açıklamalarının bu kadar fazla izlenmesi ve gündem olması “içten birinin” “onlardan birinin” bu açıklamaları dile getirmesi. Ve Sedat Peker’in bu açıklamaları pandemi öncesi yapılmış olsaydı bu kadar gündem olmazdı diye düşünüyorum. Şimdi bu kadar gündem olmasının sebebi, Türkiye’nin hem ekonomik, hem siyaset hem de psikolojik olarak yaşamış olduğu sıkışıklık insanları hükümete karşı adeta tetikte bekletir duruma getirmişti ve Sedat Peker tam da bu anda bu video serisine başladı.

Sedat Peker neden bu kadar öfkeli soruna gelirsek eğer, Polisler tarafından Peker’in evinin aranması ve ailesine şık olmayan davranışları bahane gösterse de aslında Peker’in tek derdi; büyük hayalini gerçekleştirememesi. Bu hayal şuydu; Peker hayatı boyunca Derin Devlet içinde yer almak istedi. Bunu isterken de içindeki o ruh dünyasının çatışmasını hayatına dahil etti. Ve istemsizce insanları dost ve düşman olarak ayırdı. En büyük düşmanı da Mehmet Ağar, Alaattin Çakıcı gibi güçlerdi. Sedat Peker, Derin Devlette bir Abdullah Çatlı olmak istiyordu ve önündeki en büyük engel de bu ikiliydi. Bu hayaline ulaşmak için de Ak Parti’nin güçlü bireyleriyle iş yapma seviyesine gelerek, bu hayaline da yaklaşmış oldu. Peker işte bu noktadan sonra “megolaman” olan kişiliğine yenik düştü. Ve Kendini derin devlettin tam merkezinde görme yanılgısına düştü. Sonrasında yaptığı ve gerçekleştirdiği olaylar da onu İktidar ortağı olan Devlet Bahçeli’nin kriterlerine ters düştü. Çünkü son 50 yıldır Türkiye siyasetinde aktif olan Bahçeli’nin tarzı “gizlilik”tir. Bu profile uygun olan kişi de Alaattin Çakıcı’ydı. Bahçeli Alaattin Çakıcı’yı hapishanede ziyaret ederek, İktidarı adeta onu hapisten çıkarması için müthiş bir baskı yaptı ve hapisten çıkardı. İşte Alaattin Çakıcı’nın hapisten çıkması ile birlikte Sedat Peker için işler sarpa sarmaya başladı. Sadece Sedat Peker için değil, Sedat Peker’i destekleyen iktidar çevreleri de zor durumda şuan. En büyük krizi de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaşıyor. Soylu, tam bir panik içinde, çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sedat Peker’e sert bir karşı çıkış yapmış değil. Bu durum da Süleyman Soylu’nun panik yapmasına neden oluyor, yapmış olduğu açıklamalar Peker’i daha da mutlu ediyor. Çünkü psikoloji olarak üstün durumda olduğunu biliyor Peker.

Sonuç olarak diyebilirim ki, Sedat Peker hayal ettiği noktaya gelemeyecek ve bu video serisi popülerliğini kaybedecek. Çünkü toplum maç seyreder gibi bu videoları izliyor ve etkisi kalıcı olmayacak. Süleyman Soylu da bu savaştan galip çıkamayacak çünkü kitle tarafından desteği olsa da iktidar çevresinde o kadar da çok sevilen biri değil.