Esenlik Bildirisi Esenle Karşılanmadı!

Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Eyüp Akbulut geçtiğimiz günlerde Kovid-19 tedbirleri kapsamında alınan yasakların hukuka aykırı, aşıların ise sağlığa zararlı olduğunu ileri sürerek bunlara karşı re'sen soruşturma açtığını duyurmuştu.

'Esenlik Bildirisi' adını verdiği açıklamasında Akbulut, şunları kaydetmişti:

"Ben bunları söylediğim için muhtemelen işimi kaybedeceğim, başıma bela alacağım. Fakat haysiyetli bir hukukçunun bunu yapması lazım. Hukuk devletine yaraşmayacak uygulamalar görüyoruz ve bunlar büyük mağduriyetlere sebep oluyor.

Bugün uygulamada olan, sokağa çıkma yasağı, maske takma zorunluluğu, sosyal mesafe kuralı, seyahat kısıtlamaları, bunların tamamı hukuka aykırıdır. Uzatmamak için çok fazla tafsilata girmiyorum fakat Anayasada bunun nasıl yapılabileceği ayrıntısıyla düzenlenmiş."

Açıklamasında il hıfzıssıhha kurulları tarafından alınan kararlara da değinen Akbulut, "Bir kanunda 'vali gereken tedbirleri alır' denmesi bu kısıtlamalar için hiçbir şey ifade etmez. Yoksa vali bize aklımızın almayacağı şeyler de emredebilir" ifadelerini kullandı.

Kabahatler kanunun 32. Maddesi'nin istismar edildiğini söyleyen savcı Akbulut, alınan kararların kanuni dayanaklarının yetersiz olduğunu ifade ederek "En son hıfzıssıhha kanunun uyarınca idari yaptırım kararları verilmesi kararlaştırılmış gibi görünüyor fakat kanun açılıp okunduğunda bu kanunda hem tedbirlerin, ki bu tedbirler arasında hukuka aykırı olduğunu zikrettiklerim yoktur,  hem hastalıkların, ki bu hastalıklar arasında Kovid-19 yoktu hem de tedbirlerin uygulanabileceği kişilerin sınırlandırıldığı görülür. İnsanlar ancak hasta olduğunda ya da hastalık şüphesi bulunduğunda bu tedbirler uygulanır" dedi.

Aşılar konusunda da soruşturma açtığını ifade eden Akbulut, aşı ikna ekipleri tarafından vatandaşlara imzalatılan onay belgesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek "Bu metinler hukuken çöp. Çünkü pek çok insanın tereddütleri varken ve bu tereddütler yetkililer tarafından giderilmezken ortada soruşturma açılmasını gerektirir pek çok iddia varken aydınlatılmış rızadan bahsedilemez. Kaldı ki bu zaten uygulama da doğru şekilde tatbik edilen bir şey değil" diye konuştu.

Yargıda da çok büyük tuhaflıklar oluyor. Kabul edilebilir şeyler değil" diyerek maske takma zorunluluğu nedeniyle yazılan cezalara da değinen savcı Akbulut, Bolu'da maske cezasına itiraz eden bir vatandaşın dava dosyasının ayrıntılarına değinerek "17 sayfalık bir karar bir hakim 7 sayfalık muhalefet şerhi yazdı. Muhalefet şerhi yazan hakim interdisipliner bir şekilde çalışarak farklı ülkelerdeki uygulamaları da anlatarak 'Bu en fazla müeddiyesiz bir idari işlemdir' dedi.

Fakat tuhaf olan bir şey var biz uygulamacılar her türlü Yargıtay kararına ulaşabiliriz normalde ama aradan aylar geçmesine rağmen bu karar hala UYAP'a yüklenmedi. Çünkü pekala biliniyor ki bu kararı gören sulh ceza hakimleri bu hukuksuz uygulamalar dolayısıyla verilen idari para cezaları patır patır iptal edilecektir" dedi.

Açıklamasında kalabalık parti kongrelerine, kalabalık cenaze törenlerini ve sokağa çıkma yasağı sırasında evlere ziyarete giderek maskesiz fotoğraf veren siyasetçilere değinen Akbulut, "Evinize aldığınız veya ziyarete gittiğiniz insanlar kısıtlamadan muaf kişiler mi? Yahut size bu muafiyet sırf canınız istedi diye kamu görevi ile alakalı olmayan faaliyetlere katılasınız diye mi verildi?" diye sordu.

Savcının söyledikleri oldukça ilginçti ve bir anlamda da herkesin kafasının karışık olduğu bir konuya tuz biber ekti.

Tabii sosyal medyada aykırı bir açıklama yapan herkese bir kulp takılmazsa olmazdı. Savcının ne fetoculuğu kaldı ne de vatan hainliği!

Savcı beyi tanımıyoruz ve hangi düşüncede olduğu da bu konuyla ilgili söyledikleri için bizi ilgilendirmiyor. Çünkü doğru kimden çıkarsa doğrudur ve bu tersi için de geçerlidir.

Oysa savcı bey akla aykırı hiçbir şey söylemiyordu.

Canan Karatay, başta olmak üzere sayısız bilim ve tıp insanı mutasyona uğrayan virüslerin aşılarının olmayacağını söylüyor ve yüzlerce belge oraya koyuyor.

Ayrıca aşı konusunda da yüzlerce kafa karıştıran soru varken sayın savcının bunları sorması da oldukça doğal.

Ruhsatsız aşıların güvenilirliği ve aşıyı satan firmaların doğacak yan etkilere karşı sorumluluk almayı reddetmesi de oldukça düşündürücü.

Maske ve aşılara rağmen vaka sayılarında düşme olmadığı verilerle ortaya kondu.

Ayrıca 23 milyon doz aşıya rağmen vaka sayılarında artışların görülmesi de düşünülmesi gereken konular arasında

Savcı bey, küresel çetelere kafa tutarcasına her vatandaşın içinden geçenleri cesurca ifade etti.

Bunun için bedel ödemem gerekiyorsa öderim, demeyi de ihmal etmedi.

Hukuka olan incanımız tam elbette; fakat savcının görevden alınması yerine savcının söylediklerine bakılması ve doğruysa doğruluğunun teyit edilmesi yanlışsa da belgelerle birlikte vatandaşa anlatılması gerekir.

Bazen birileri kral çıplak der ve gerisi kendiliğinden gelir.

Umarım kafa karışıklığımızın giderilmesi için gerekli adımlar bir an önce atılır ve savcının haklı olup olmadığını en kısa sürede görmek nasip olur.

O güne kadar biz de kafalarımız karışık şekilde medyadan olayı takip edeceğiz.

Ve umarım aykırı düşünen herkese bir kulp takılmadığı farklı düşünceleri zenginlik olarak gören bir toplumsal kültür zemini de gelişir en kısa sürede.

hikmet-kizil.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum