Kudüs'ün Tarihçesi

YAHUDİLER İÇİN KUDÜS'ÜN ÖNEMİ:

Yahudilerin yaygın inanışlarına göre Kudüs, Salem (Jerusalem/Darusselam) şehri olduğu kabul edildiğinden, oraya ilk giden üç ilahi dinin ortak atası Hz. İbrahim (a.s.)’dır. Hz. Musa (a.s.) Kudüs’e gitmemiş ve girmemiş, Lut Gölü’nün (Ölüdeniz) yakınında Eriha’yı uzaktan gören, Nibu Dağı tepesinde vefat etmiştir.

Kudüs’ün Yahudiler için asıl değeri ve önemi Hz. Davut (a.s.) ile başlar. Hz. Davut (a.s.) 40 yıllık krallığının/hükümdarlığının yedi yılını bugünkü el-Halil kentinde geçirmiş, Kudüs’ü alınca/fethedince de orayı başkent yapmış ve geri kalan ömrünü de burada tamamlamıştır. İsrailoğulları, Hz. Davut (a.s.) ile beraber yerleşik hayata/şehir hayatına geçmişlerdir. Hz Davut (a.s.), içinde Tevrat’tan nüshalar/mushaflar, on emrin yazılı olduğu tabletler ve çeşitli kutsal eşyalar olan Ahit Sandığı’nı koymak ve korumak maksadıyla bir mabet inşa etmek için hazırlığa başlamış; fakat Allah bunu oğlu Hz. Süleyman’ın (a.s.) yapmasını buyurmuştur/emretmiştir. Hz. Davut’tan (a.s.) sonra oğlu Hz. Süleyman (a.s.), Yahudiler için bugün son derece önemli olan ve Süleyman Mabedi olarak adlandırılan Beytü’l Makdis (Mescid-i Aksa/Aksa Cami) mabedini m.ö.950 yılında yapmıştır. Süleyman Mabedi, tarihte iki kez çeşitli savaş ve istilalarla yıkılmıştır. Ağlama duvarı olarak adlandırılan duvar ise, Roma imparatorluğu tarafından Yahudi eyaletine atanan Kral Hirodes (m.ö.20) mabedi genişletmek amacıyla çevresine çektiği kuşatma duvarıdır. Bugün o duvardan sadece batı tarafındaki duvar ayakta kalabilmiştir.

Tarihi kaynaklar gösteriyor ki Yahudiler uzun yıllar bu mabede yaklaştırılmamıştır. Hz. Ömer m.s. 637’de Kudüs’ü feth edince, burayı önce onarmış sonra da Yahudilere ziyaret izni vermiştir. Mabetten arta kalan batı duvarını ziyaret eden Yahudiler, mabedin yıkılışını hatırlayıp gözyaşı döker ve yeniden yapılması için dua ettiklerinden dolayı oraya “ağlama duvarı” denilmiştir. Yahudilerin Mescid-i Aksa’nın altında kazı yapmalarının ana sebebi, Süleyman Mabedi’nin temellerini bulmak ve bu şekilde kutsal sandığa ulaşmak, buna bağlı olarak Süleyman Mabedini yeniden inşa etmektir. Bu yolla dinlerini/Yahudiliği yeniden ayağa kaldırmayı, inandıkları dinin tek ve yegâne din olduğunu kanıtlamayı hedeflemektedirler. Müslümanlar için Kâbe ne kadar önemli ise, Yahudiler için de Süleyman Mabedi o kadar önemlidir.

HRİSTİYANLAR İÇİN KUDÜS’ÜN ÖNEMİ:

İnciller’de (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) Kudüs önemli bir yer işgal etmektedir. Markos İncil’ine göre Hz. İsa (a.s.), Kudüs’te tebliğ faaliyeti yapar, şehre girer ve Süleyman Mabedi’ni her türlü kötülükten temizler. Yahudi otoritelerinin tepkisiyle karşılaşınca da şehrin cezalandırılacağını ve mabedin kirletilebileceğini haber verir.

İncilere baktığımızda Hz. İsa (a.s.), Kudüs’te doğar, orada yaşar ve orada havarileri ile tebliğ mücadelesi yapar. Bu sırada Romalılar tarafından orada yakalanır ve sonrasında elemli yolda yürütülür. Orada çarmıha gerilir, oradan ruhunu teslim eder/göğe yükselir. Hristiyanlar için yeryüzündeki en kıymetli kilise Kudüs’teki Diriliş Kilisesi (Kıyamet Kilisesi)’dir.

MÜSLÜMANLAR İÇİN KUDÜS’ÜN ÖNEMİ:

Kudüs ismi Kur’an’da doğrudan geçmemekle birlikte, ayette Hz. Peygamber’in, Mescid-i Harâm’dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksâ’ya bir gece yürüyüşü gerçekleştirmesi (İsrâ-1) ve ardından oradan mi‘raca yükseldiği şeklinde gelen rivayetler (!) bu bölgenin Müslümanlar nezdindeki önemini arttırmıştır.

Peygamberimiz Medine’ye hicretten 1,5 yıl önce Mescidi Aksa’ya yönelmiş ve orayı kıble yapmıştır. Hicretten 1,5 yıl sonra kıble değişikliği ayeti (Bakara-144) ile de tekrar Kâbe’ye yönelerek namaz kılmıştır. Toplamda 3 yıl Mescidi Aksa (Süleyman Mabedi) Müslümanların kıblesi olmuştur. Ama Müslümanların ilk kıblegâh olarak Mescidi Aksa’yı bilmeleri/kabul etmeleri, (diğer adıyla Beytü’l Makdis) burayı Müslümanlar nezdinde de değerli kılmaktadır.

Mescidi Aksa (uzaktaki mescid) 144 dönümlük alana verilen isimdir. Bu alanın içinde Peygamberimizin miraca yükseldiği bir kaya olduğuna (olmayabilir) inanılan yerin üzerine Altın Kubbeyle inşa edilmiş olan yere Kubbet’üs-Sahra (kayanın kubbesi) adı verilir. Kubbet’üs-Sahra m.s. 687 yılında Emeviler tarafından yapılmıştır.

Müslümanlar, Yahudilerin ağlama duvarı dediği yere Burak Duvarı der. Peygamberimizin burağını buraya bağlayarak miraca yükseldiğine inanılır, fakat bu inanışın Kur’an’dan herhangi bir referansı söz konusu değildir.

Mescidi Aksa arazisi içerisinde Kıble Mescidi/el’Aksa Cami (gerçek Mescidi Aksa burasıdır) ve Emeviler döneminde inşa edilen Mervan Mescidi de bulunmaktadır.

Rivayetlerde Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’den sonra ziyaret edilebilecek üç mescitten biri ve yeryüzünde Mescid-i Haram’dan sonra inşa edilen ikinci mescid olduğu belirtilmiştir.

Bütün bu bilgilerin ışığında Kudüs, üç ilahi din için dini, tarihi, kültürel ve sembolik anlamlar ifade etmektedir. Son dönemde Yahudilerin tüm çaba, şiddet ve mücadeleleri “Buranın yegâne sahibi benim!” anlayışı ile bu meselenin çözümünü imkânsız hâle getirmiştir. Nitekim yaptıkları son zulmün özü de bizlere bunu açıklamaktadır. İslam dünyasının İsrail'e ve destekçileri olan batı dünyasına verileceği en büyük tepki/cevap; bilim, teknoloji, edebiyat ve sanat alanında daha çok okuyup/çalışıp/üretip muasır medeniyetler/devletler seviyesinin üzerine çıkmaktır/ulaşmaktır. Aksi takdirde yapılan tüm eylemler/kınamalar ne yazık ki ölüye kalp masajı yapmaktan öteye geçmeyecektir.

KAYNAKÇA:
1.
Kur’an-ı Kerim
2. TDV İslam Ansiklopedisi
3. DİB Yaşayan Dünya Dinleri
4. İsrafil BALCI: İsra ve Mirac Gerçeği
5. İhsan Süreyya SIRMA: Müslümanların Tarihi
6. İncil (Matta, Markos, Luka, Yuhanna)
7. https://tr.wikipedia.org/wiki (10.05.2021)

mehmet-aluc.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar