Hikmet Kızıl
Franklin etkisi!
Franklin otobiyografik eserinde rakip bir milletvekili ile husumetini nasıl çözdüğünü anlatır:
Rakibinin kütüphanesinde nadir bulunan bir kitabın varlığını haber alan Franklin, vekile bu kitabı birkaç günlüğüne ödünç alıp alamayacağını soran bir mektup yazar. Vekil, bu teklifi kabul eder ve bir hafta sonra Franklin kitabı ne kadar beğendiğini anlatan bir notla beraber kitabı geri gönderir.
Bir sonraki karşılaşmalarında vekil, Franklin'e oldukça kibar davranır ve ona başka konularda yardım etmeye olan ilgisini gösterir, bu da iki adamın iyi birer arkadaş olmasına yol açar.
Franklin, bu etkiye eski bir aksiyom olarak atıfta bulunarak, şunları söyler:
Size bir kez iyilik yapan kişi, iyilik yapmak zorunda bıraktığınız birine göre size daha kolay iyilik yapacaktır.
Benjamin Franklin etkisi genellikle "Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi" ile açıklanır.
Bu teoriye göre aynı anda çelişen iki farklı inanca sahip olmak, insan zihnini yorar. İnsanlar Benjamin Franklin etkisine kapılır, çünkü yeterince hoşlanmadıkları biri için yaptıkları iyilik davranışları ve düşünceleri arasındaki çelişkinin yarattığı bilişsel uyumsuzluğu azaltmak isterler.
Özetle diyebiliriz ki diğer bir insan için herhangi bir iyilik yapan bir birey, iyiliği gören kişinin ona bir iyilik yapmasına kıyasla, o kişiye yeniden iyilik yapmaya daha yatkın olmaktadır.
İnsanlarla aramızdaki gerilimi çözebilmemiz için onlara yaklaşımlarımızı, davranışlarımızı, düşüncelerimizi değiştirebiliyoruz.
Bu da, sosyal toplum içerisinde anlaşmazlık ve uyumsuzlukların çözülmesini sağlıyor
Siyasi ve ideolojik çekişmelerin her zaman çok radikal ve sert estiği ülkemizde en çok da böyle bir etkiye ihtiyaç duymuyor muyuz sizce?
İslam tarihinde mezhepler ilk ortaya çıktıkları zaman, her biri kendisinin tüm hakkı tek başına temsil etmediğinin bilincinde hareket ediyordu.
Mesela bugün etkin ve önemli mezheplerden biri olan Şafiiliğin imamı Muhammed b. İdris eş-Şafii şöyle demiştir: “Benim görüşüm yanlış olması muhtemel doğrudur, muhalifimin görüşü doğru olması muhtemel yanlıştır”.
Bu yüzden mezheplerin oluşum evresinde doğruyu bulma amaçlı ilmi tartışmalar dışında mezhepler arası çatışma gibi bir olguya o süreçte tanık olunmamıştı. Zaman içinde mezhep mensupları kendi mezheplerinin tek başına hakkı temsil ettiği fikrine kapılınca böyle bir tehlike baş gösterdi.
Unutmayın ki iyilik bulaşıcıdır...
Tartışmalarda amaç üstün gelmek değil hakkı ve hakikati ortaya koymak olmalı...
Etkinin adı ne olursa olsun.
Yeter ki insanca bir paydada buluşabilelim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.