Sizden Gelenler
Eğitim mi Olmalı Öğretim mi? / Ahmet Gül
Yeni bir eğitim ve öğretim yılına tüm öğrenci ve öğretmenlerimiz başlangıç yaptı. İyi dilekler ve temenniler bir biri ardına gelmeye başlandı. Peki, bu yeterli mi? Bazı şeyler kavramsal olarak bir birine yakın olsa da aslında farklılık arz ediyorlar. Günümüzde ne yazık ki sıradan ve popüler bir espri haline getirildi: Eğitim şart!
Peki, sıradan bir slogana dönüştürülmüş olsa dahi acaba neden “öğretim (öğrenim) şart” değil de “eğitim şart” diyoruz? Konu ile alakalı kişisel fikrim şudur: Bugünlerde okulların açılması ile birlikte ve her düzeye “öğretim” başlamış oldu. Peki, ne fark vardır eğitim ile öğretim arasında ve neden asıl olan, önemli olan, temel olan, asıl başlaması gereken eğitimdir? Bu konuya nasıl yaklaşmalıyız?
“Konu ile ilgili olarak günümüzde özellikle çocuklara ve gençlere yönelik yaptığımız araştırma ve gözlemlerimizde Çocuklar ve gençler bağırarak konuşuyorlar, birbirlerine kaba davranıyorlar, çokça küfür ediyorlar, kavga ediyorlar, gürültü yapıyorlar ve gürültü yapmanın yanlış olduğunu bilmiyor düşünmüyorlar, kaldırımda değil araç yolunda yürüyorlar, sigara içiyorlar, birbirlerini ve aslında kimseyi dinlemiyorlar, bol bol argo konuşuyorlar, çevreyi kirletiyorlar ve çevreyi kirletmenin yanlış olduğunu düşünmüyorlar, park, oturma bankı, otobüs, yol, çeşme, tuvalet, ağaç, nehir gibi toplumun ortak mallarını korumuyor, zarar veriyorlar, çevre duyarlılıkları çok zayıf, sözcük dağarcıkları sınırlı olduğu için kendilerini, dertlerini güzelce anlatamıyorlar, okumuyorlar, sokak hayvanlarına kötü davranıyorlar, başkalarını rahatsız ediyorlar, bunun farkında değiller ve başkasını rahatsız etmenin yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorlar, insani değerleri gelişmemiş, bir sanat dalı ile ilgileneni ya da örneğin müzik aleti çalanı, düzenli spor yapanı, satranç oynayanı çok çok az vesaire vesaire”…
Tüm bunları çocukları küçümsemek ya da suçlamak için söylemiyorum elbette. Peki nedir eğitim? Öncelikle şu önermeyi yazalım: Dünyaya insan olma olanağı ile gelen bir varlık olarak insan bu olanağı eğitimle gerçekleştirir, o, eğitimle insanlaşır. İnsan temel davranışlarını dahi eğitim ile öğrenir. Yemeyi, yürümeyi, tutmayı, konuşmayı, acımayı, yüzmeyi, düşünmeyi, okumayı, yazmayı, resim yapmayı, inanmayı vb. hepsi eğitim süreci sonucu gerçekleşebilir. İnsanı, insanlaştıran, hayvandan ayıran eğitimdir. İnsanı insan yapan eğitimdir. Kısaca, eğitim olmadan insan olamayız.
Peki, “öğretim” ne oluyor bu durumda? Öğretim, belirli bir alana ait bilgiyi aktarma sürecidir. Fen bilgisini, Türkçe bilgisini, müzik bilgisini, matematik, fizik-kimya bilgisini, teknik bir takım bilgileri öğrenciye sunma sürecidir. Belirli bir amacı-süresi vardır, planlıdır, programlıdır, mesleğe, sınava, bir üst öğretim aşamasına hazırlama gibi işlevleri öne çıkar. Daha çok okul ve sınıf gibi ortamlarda gerçekleşir.
Genellikle bir öğreten vardır. Yani, çocuğumuza, öğrencimize matematik formülünü, ingilizce grameri ya da insan vücudundaki sindirim sistemini anlatıyorsak, öğretiyoruz demektir. Ama ona “birisi konuşurken, susma, saygıyla dinleme” ya da “gürültü yaparak başkasını rahatsız etmeme” becerisini, davranışını, tutumunu kazandırmaya çalışıyorsanız, eğitiyorsunuzdur. Ancak öğretim bir araç, eğitim ise amaçtır. Eğitim, amaçlarını gerçekleştirmek için öğretimden yararlanır.
En başta sormuştuk: Eğitim mi, öğretim mi? “Önce insan,” diyelim yanıt olarak. Ve unutmayalım, eğitmeden öğretemeyiz.