Öğrencilikten Talebeliğe Geçiş Serüveni

“İslam toplumunun ana dayanağı din olduğuna göre eğitim onun sadece bir görevi değildir, aynı zamanda eğitim onun var olma durumudur. Bu, ilk evvela aile, daha sonra da okulların bütün dereceleri vasıtasıyla gerçekleşen dini ve ahlaki eğitimdir.” der Aliya İZZETBEGOVİÇ. İnsanoğlu için din ve toplum, birbirlerini tamamlayan iki ana faktör olarak günlük yaşantısında karşısına çıkar. Toplum dine göre kendini şekillendirdiği gibi, bazen de din toplumun sosyal değerleri ile kendi ana omurgasını oluşturarak güncelliğini/yorumlanmasını her daim muhafaza eder. Tabi ki bu husus din ve eğitimin birbirinden ayrılmaz ikili olarak ve dinin eğitim sistemi ile bütünleşip birbirlerini tamamlayan bir unsur halinde tezahür eder.

Eğitim dinden asla bağımsız değildir. Din ve eğitim her çağda ve her şartta birlikte devam eder. Bu birlikteliğin varlığı günümüzde Z Kuşağı tarafından her ne kadar önemsenmeyecek de olsa, insan fıtratının din ile alakası, insan yaratılışının amacı olarak karşımızda zuhur eder. İnsanın yaşam serüveninde bir inanç etrafında huzurlu bir yaşam sürdürmesi, aldığı dini eğitimin niteliğine göre şekil kazanır. Bu eğitim de ilköğretimden başlayıp, ortaöğretimde kendisine kılıf biçer ve yükseköğretimde de biçtiği kılıfın içi doldurulur.

Türkiye'deki yaygın öğretimde başarı seviyesi oldukça düşüktür. Buna rağmen, insanların dini ve din dışı konularında bilgi ve kültür düzeylerinin yüksek olmasında ve halka örgün ve yaygın din öğretimi veren kurumların başında gelen İmam Hatip Okullarının katkısı oldukça yüksektir. Ayrıca bu okullara halkın çok fazla rağbet göstermesi lehte ve aleyhte bu okullarla ilgili çok spesifik siyasi ve ideolojik söylemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bu da İmam Hatip Okulların halk nezdinde sürekli gündemde tutulmasına ve muhafazakâr siyasetçilerin siyasi vaatlerinde her daim güncelliğini korumasına zemin hazırlamıştır.

Başlangıçta ilköğretim olarak karşımıza çıkan eğitim sisteminin bir öğrenciye kazandırdığı ana nitelik, öğrenme aşkıdır. Bu öğrenme ile ilgili yapılan bütün eğitimler, varlığını edindiği eğitim ortamından alır ve bu süreçte bireyin/öğreticinin, öğrenciler nazarında rol model alındığı bir dönem başlar. Bu dönemin sonunda çocuğun dini ve ahlaki bir karakter kazanması hedeflenir. Bu manevi eğitim veren okulların başlangıcı da İmam Hatip Ortaokullarıdır. Müslüman ailelerin çocukları için dini eğitim veya manevi/ahlaki eğitimin verildiği okul tercihinin başlangıcı olan İmam Hatip Ortaokulları, İmam Hatip Lisesi ile birlikte devam eden bir maratonu beraberinde getirir. Böylece liseye geçmeden önce bir alt yapının oluşmasına, gidilecek okula karşı önyargıların ve medya vasıtasıyla olumsuz algının kırılmasına ve özellikle bu sayede akademik başarının artmasına olanak sağlar. Hassaten öğrencilerin ahlaki yaşantılarına etkileri, insan haklarına saygınlıkları, toplumdaki avantaj ve dezavantaj durumunda olan sosyal mes'elelerin çözümüne katkı sunulduğu İmam Hatip Okulları, öğrenci üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. Yetiş(tiril)me kültürünün mihenk taşını oluşturan bu okullar, çılgın denizlerde meydana gelen tusunamilerde kendini kıyıya atmayı başaran gemici gibi, ergenlik döneminin zorlu süreçlerinde öğrencilerin bilinçli ve pişman olmayan adımlar atmasına vesile olur.

Orta kısımdan itibaren İmam Hatipli olmanın avantajı, dini konuların erken yaşlarda kazanılması ve ilerleyen yaşlarda dini inanç/akide gibi konularda modern dünyanın getirdiği çalkantılı hayatta boğulmasının asgari düzeye indirmesini sağlar. Bu nedenle İmam Hatip Ortaokullarından sonra İmam Hatip Lise kısmının başlaması büyük bir gereklilik halini almıştır. Küçük yaşlarda dini eğitim alan öğrencilerin doğru, sağlam ve yetkin bir dini bilgiye sahip olması, İmam Hatip Lisesine veya diğer liselere geçiş süreçlerinde İslam dinine ve mesleğine karşı olumlu bir tutum kazanmasını kolaylaştırır. Bu sayede ahlaklı bir yaşam kazanmaya çalışan öğrenci, mesleğinde hem daha fazla başarılı olma fırsatını yakalar hem de inancının gerekliliğini yerine getirmenin huzurunu tadar.

İmam Hatip Okullarının Toplumsal Tabanı:

İmam Hatip Ortaokullarını tercih etme noktasında bir kısım öğrenciyle yapılan araştırma neticesinde öğrencilerin %56,6'sı İmam Hatip Okuluna gitmesinde "ailece ortak kararımız" diyerek tercihinin buna göre şekillendiğini ifade etmiştir. Başka bir araştırmaya göre öğrencilere yöneltilen "Niçin İmam Hatip Lisesi'ni Tercih ettiniz?" sorusuna, öğrencilerin %71'i "Dini bilgileri daha iyi öğrenmek için" diye cevap vermiştir.

Ayrıca bir kısım veli ile yapılan araştırma sonucunda da velilerin %52,3'ü dini hassasiyetinden dolayı çocuklarını İmam Hatip Okullarına gönderdiklerini dile getirmiş ve buna mukabil çocuklarını; 1. Zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırmak, 2. Homojen öğrenci yapısına sahip olduğu düşüncesi ile kötü arkadaşlık ilişkilerinden uzak tutmak, 3. Modern eğitim veren okullara rağmen İmam Hatip Okullarında ayrıca dini eğitimin yapılması gibi sebeplerden dolayı, bu okulların tercih nedenlerinin başında yer aldığını ifade etmişlerdir. Buradan anlaşılıyor ki; İmam Hatip Okullarına gitmekteki ana unsurun dini ve ahlaki değerler kazanması ağırlıklı bir kanaattir. Bu okullarda okuyan öğrencilerin isteyerek tercih etme oranlarına baktığımızda öğrencilerin %69,8'i isteyerek ve bilerek İHL'yi tercih ettiklerini dile getirmişler ve %29,1'i de istemeyerek, çevrenin ve ailenin etkisiyle veya puan yetersizliğinden İHL'yi tercih ettiklerini ifade etmişlerdir.

Bütün bu değerlendirmelerden elde ettiğimiz veriler sonucunda öğrencilerin ilgi, yetenekleri ve okuldan sonraki hayatlarında başarılı olacakları alanların başında din eğitiminin önemli yer tuttuğu varılan bir sonuçtur. İmam Hatip Liselerinin ana damarını oluşturan İmam Hatip Ortaokullarına, toplumun tüm kesimlerince kabule şayan bir değer atfedildiği görülmektedir. İmam Hatip Ortaokulundan sonra İmam Hatip Liselerinin tercih edilmesinin kazanımları, öğrencinin adaptasyon ve önyargı sorununun da çözümüne katkı sağlamasıdır. Çünkü dini derslerin ortaokul İmam Hatipten başlamak suretiyle verilmesi, öğrencinin İmam Hatip Lisesindeki akademik başarısını ciddi anlamda etkilemektedir. Bu sayede, önyargı ve uyum sorunu ile başlanılacak olan bir okuldan, tanınmış ve bilinçli bir okulun tercihi ve devamı daha faydalı olacaktır.

Ayrıca özellikle birçok sorunun zuhur ettiği parçalanmış aileler ile çocuğunun eğitimine gereken hassasiyeti göster(e)meyen ebeveynler, bu okulları fırtınada sığınılacak liman misali gördüklerinden buralara olan talepleri her zaman ve zeminde yüksek olmuştur.

Şunun da altını çizmek gerekir ki, İmam Hatip Okullarının dışında kalan diğer okulların da kendi müfredatları çerçevesinde öğrenciye ciddi katkılar sunduğu ve o okullardan da çok ahlaklı ve başarılı öğrenciler yetiştiği tecrübeyle sabit olan bir gerçektir.  Fakat din eğitiminin kazanılmaya çalışıldığı okullar İmam Hatip Okullarından başkası değildir. İmam Hatip Okulları, son dönemlerdeki bazı olumsuz politikalar haricinde, sürekli yenilendiği, geliştiği ve akademik başarı seviyesinin yükseldiği tespit edilen bir örnektir.

İmam Hatip Nesli Olmak

İlim ile ilgili Peygamber Efendimiz (sav): "Allah'ın benimle gönderdiği hidayet ve ilim, (farklı özellikteki) topraklara düşen bol yağmura benzer. Bunlardan bazıları temizdir, suyu alır, bol bitki ve ot/ürün yetiştirir. Bazıları kuraktır, suyu (yüzeyde) tutar. Bu sudan insanlar yararlanır; hem kendileri içerler hem de (hayvanlarını) sularlar ve çiftçilik yaparlar. Diğer bir toprak çeşidi de vardır ki dümdüzdür. (Ona da yağmur düşer ama) o ne su tutar ne de bitki yetiştirir. Allah'ın dinini inceden inceye kavrayan, Allah'ın beni kendisiyle gönderdiğinden (hidayet ve ilimden) faydalanan, öğrenen (talebe) ve öğreten (muallim) kimse ile (bunları duyduğu vakit kibrinden) başını bile kaldırmayan/kılını kıpırdatmayan ve kendisiyle gönderildiğim Allah'ın hidayetini kabul etmeyen kimsenin misali işte böyledir." buyurarak ilmin-bilginin ve hidayete ulaşmanın talebe ve muallim nazarında oluşturduğu yankıyı ve eğitimin ne derece önemli olduğunu ifade etmiştir.

İmam Hatipler, öğrencilerin birlikte yaşayarak ümmet anlayışına göre hayatlarını sürdürdükleri bir mekândır. Bu mekâna uğrayanların birçoğu psikolojik hastalık, uyuşturucu, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklardan kendini mümkün mertebe soyutlamaya gayret eder. Dini inancının kendisine sunduğu hayat biçimi ve davranış kurallarını günlük yaşamlarında uygulamaya çalışır. Böylelikle modern dünyanın spesifik olarak sunduğu sıkıntı, stres, kaygı, bunalım, umutsuzluk, yalnızlık hissi gibi psikolojik sorunlardan da asgari düzeyde uzak durmuş olur.

Bütün bunlara rağmen son dönemlerde İmam Hatipler üzerinde gezinen kara bulut mahiyetinde olan başarısızlığın sebeplerini de, yine İmam Hatip Lisesinin/Ortaokulunun içeriğinde, öğretmenlerinde, idarecilerinde ve bu okulları tercih süreçlerinde aramak gerek. 1. Bilinçsiz ve zorlama ile tercih edilen bir okul haline gelmesi, 2. Ailelerin dini hassasiyetlerinin zayıflaması sonucunda dini/ahlaki eğitimin ekonomik gelecek karşısında ikinci plana atılması, 3. Öğrencilerin akademik başarısında ciddi bir düşüşün yaşanması, 4. Eğitimcilerin İmam Hatip ruhuna uygun ahlaki ve akademik düzeyde başarılı olmaması gibi sebeplerden dolayı, İmam Hatip Okullarında çok ciddi akademik başarısızlık gerçekleşmektedir. Fakat bu başarısızlık yok edilemeyecek veya üstesinden gelinemeyecek bir sorun değildir. Bilakis birlik ve beraberlik ruhu ile ahlaki erdem ve değerleri ön planda tutarak, azimli ve inanarak yapılacak bir çalışmanın sonucunda bunun başarılması söz konusudur.

Son tahlilde eğitimde ve İmam Hatip Okullarında belli bir mesafe kat etmek için toplumsal değer yapılarımızın gözden geçirilmesi ve zamana uygun bir şekilde güncellenmesi de zorunluluk arz eden bir husustur. Bunu da talebe muallim ilişkisinde çözüme kavuştururuz. Öğrenciliğin ana gayesi, öğretmeninin öğrettiklerini ezberleyip, yüksek bir başarı elde ederek müreffeh bir hayat sürdürmektir. Talebenin ise, sorumluluğu öğrenciden çok daha fazladır. Talebe; asırlarca devam ede gelen öğrenme aşkı ile ilmi bilgi ve hakikatleri mualliminden talep edip, öğrendikleri ile bir ahlak biçimi oluşturarak, hem başarı elde edip müreffeh bir hayat sürdüren hem de etrafına ışık saçan koca yürekli çınardır. İşte hayata atılmadan önce bu geçişin yolu da İmam Hatip Okullarıdır.

mehmet-aluc-001.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar