Adıyaman’da Kürt kırmızıyı sever sözünü yanlış anlamış olmalıyız. Kürt kırmızıyı sever ama korona virüs salgınındaki risk haritasında kırmızı olması bizi çok üzdü.

Önceki yazımda sorunu açıkça dile getirmiş ve acilen önlem alınması gerektiğini belirtmiştim. Hatta “ Ben demiştim” diye ikinci bir köşe yazısı da yazmıştım. Üçüncüsünü yazacağımı da iyi biliyordum çünkü gidişatın iyi olmadığını görüyordum.

Etrafımıza bir bakalım, bir çok il korona virüsü tamamen ortadan kaldırma noktasına gelmiş ama biz tek başımıza kıpkırmızı duruyoruz. Yazık, çok yazık. Bence burada halkın suçu yok. Sokağa çıkma yasağının olduğu Pazar günü milleti kan bağışına davet ediyoruz. Böyle iş mi olur. Bunun yanlış olduğunu sosyal medyadan paylaştım ama dinleyen kim. Bakın ben Urfa’da yaşıyorum. Bir dönem korona virüs burada ciddi manada arttı. Kurumlar pandemiye karşı birlikte hareket ederek radikal uygulamalar başlattı. İnsanlar kuralları çiğnemek istese bile izin verilmiyordu. Buna karşın herkes normal bir hayat da sürüyordu. İşi halka bırakmadılar, kendileri müdahale ettiler. Bizde tam tersi oldu. Kurumlar işi saldı, vatandaş da bildiği gibi yapmaya çalıştı. Pandemi toplantılarından sonra herkes evinin yolunu tuttu alınan kararlar kağıt üzerinde kaldı. Türkiye’de korona virüs tedbirlerinin konuşulduğu bir dönemde bizim insanlarımız parklarda güneşin tadını çıkartmaya çalıştı. Kimse de bir şey demedi. Sonuç, sarı ve mavilerin arasında kırmızı bir harita.

Siyasilerimiz ile bürokratlarımızın bir araya gelip korona virüs ile ilgili geniş çaplı bir toplantı yaptığını hiç duymadım. Valilik halletsin, kaymakamlıklar halletsin, olmaz. Bin defa diyorum, olmaz, olmaz, olmaz. Acilen meclisteki 5 milletvekilinin Adıyaman’a gelmesi ve konuyla ilgilenmesi gerekiyor. Ne yapacaklarını iyice konuşmaları lazım. Eğer ne yapacaklarını bilmiyorlarsa Ayşe teyzeme, Fatma nineme, Abuzer amcama sorsunlar, onlar iyi bilir.

Çok geç kaldık ama geri dönmek için daha zaman var. Bir haftada haritanın rengini maviye çevirebileceğimize inanıyorum, inanmak istiyorum. Umarım bir sonraki yazımı “Mavi mavi masmavi şarkısını dinlerken yazarım.

Selametle kalın.