Şinasi İnan
Hakikaten Beyin Bedava
Adıyaman gelişmeye müsait bir il ama maalesef bunun farkında olmadığımızı düşünüyorum. Çevremizdeki illere özenip gidiyoruz ve her şeyi devletten bekliyoruz. Aslında özel teşebbüslerin Adıyaman’da yapabileceği çok şey var. Örneğin turizmi geliştirmek için yeni adımlar atabiliriz. Otellere bir ayar verilse hiç fena olmaz. Hadi onu da bir tarafa bırakalım. Bize yenilik lazım. Su desen var, doğa desen var. Peki yeni şeyler için ne eksik? Düşündükçe şalterlerim atacak gibi oluyor.
Belki de siyasi bir akılla olaya yaklaşıp gece uyurken yastığa başımı koyup uyumalıyım, ne dersiniz. İçinizden “Olmaz” dediğinizi duyar gibiyim. En iyisi ben de birçoğunuzun dediği gibi” Ben olsaydım” düşüncesiyle hareket edip birkaç kelime karalayayım.
Gelişmek için şartlar ne kadar gerekliyse akıl da o kadar gereklidir. Bir derenin başında istediğiniz kadar olta atın, ipin ucunda olta veya yem yoksa bir şey elde edemezsiniz. Aklınız size yardımcı olduğunda kendi çözümünüzü hemen üretirsiniz ve en azından olumlu bir sonuca ulaşma ihtimaliniz olur. Şimdi bu adam ne diyor diye düşünebilirsiniz. Suriye’de roket vurdu, bir gram aklı vardı o da gitti diyebilirsiniz. Haklısınız çünkü kimsenin Adıyaman için bir şeyler yapmaması olan aklımı da başımdan aldı. Hadi Adıyaman’ı geçtim, Kahta’daki yönetici konumundakiler neden kimsenin aklından faydalanmıyor ki? Kimse size akılsız demiyor ama akıl birliği yapmak da ayıp değil. Bunun için küçülmezsiniz de. Belki bir inşaat mühendisinin yapacağı bir yapı doğayı seven bilen birinin vereceği fikirle daha fazla gelişir ve güzelleşir, olamaz mı? Bunu yapan mühendis akılsız mı olur, hayır.
Osmanlı’da bile padişahlar gidip birilerinden akıl alırdı. Koskoca bir imparatorluk yönetiyor ama gidip evinde sadece bir çulu olan birinden akıl alıyor, çok ilginç değil mi? Aslında değil, bilen bilir. Okuyucularım bana daha fazla kızmadan çayımızı yudumlarken günümüze geri dönelim. Kahta bölgede en fazla yetişmiş insan çıkaran ilçelerin başında geliyor.
Nereye baksanız kendisini iyi eğitmiş ve topluma ispatlamış bir Kahtalı var. Edebiyat, sanat, müzik, çevre, şehircilik, turizm ve kendi meslek grubum olduğu için demiyorum, basın. Her yerde varız ama nedense bazı yöneticiler bu değerlerden faydalanamıyor ya da faydalanmak işine gelmiyor. Ali Şeriati’nin “Sizi rahatsız etmeye geldim” kitabının ön yüzündeki 4 kelimeyle kimseyi bağdaştırmaya gerek yok. Korkmayın, kimse sizi yemez.
Kahta için fikir alın, neler yapılabilir diye istişare edin, başka bir şey istemiyoruz. Yeter ki memleketimiz gelişsin.
Şanlıurfa’da, Gaziantep’te bir çok yönetici beni arayıp “Neler yapabiliriz” diye soruyor, görüşüyor. Biz de kendi fikrimizi söylüyoruz. İnanın verdiğimiz fikirlerin ne kadarının uygulandığını söylersek utanırsınız. Size bir ipucu verelim o zaman, en az yüzde 50’si uygulanıyor. Adamlar akıllı. Resmen bölgesel beyin göçünde öncü olmuşlar ama kimse olayı çakmıyor.
Oy kaybetme kaygısıyla kendi evinin yolunu bile bulamayan (mecazi anlamda) insanların fikirlerini dikkate almaya devam edin, yoksa memleket yanar! Sonra ne yaparız.
Selametle kalın.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.