Ekmek ve Şehir İçi Ulaşımında Yapılan Zamlarda Ölçü Kaçtı

Uzun zaman oldu yazmayalı…

On beş yıl kesintisiz yazdım.

Yazdım da ne oldu ya da yazsan ne olacak ki! Diyenleri hatırlıyorum.

Kendimi de anlıyorum yazsan ne olacak ki! Diyenleri de anlıyorum aslında…

Ama konu ekmek ve ulaşım olunca yazmadan edemiyorum.

Öncelikle belirteyim önceki dönem Belediye meclis üyesiyken en çok mücadele ettiğim iki konuydu.

Ekmek ve Ulaşım...

Ekmek ve ulaşım önemlidir fiyat artışı yapılırken çok dikkatli olmak gerekir.

Hemen birilerinin her şeye zam geliyor, her şey çok pahalı evet doğrudur pahalılığı inkâr etmiyorum. Küresel bir kriz var bizde ciddi anlamda nasibimizi alıyoruz. Ama yine de kesinlikle ekmek ve ulaşım için yapılacak zamlar ölçülü olmalıdır.

Bu gün bir esnaftan alışveriş yaparken, masanın üzerinde bir kâğıda ekmek dört lira diye yazıyordu. Hayırdır dedim, yarın ekmek dört lira şehir içi ulaşımı beş lira olacak dedi.

Doğrusu bir ekmeğin dört lira olması Kâhta gibi bir ilçede kabul edilebilir değil bunu yazmak ve eleştirmekten daha doğal bir hak olamaz.

Dillendirmek ve eleştirmek gerekir.

Bu cümleden sonra yine bir ses duydum.

Kâhta’da elli fırıncı ve elli şehir içi minibüs esnafı evine ekmek götürüyor.

Bundan dolayı zam yapmak zorundayız.

Evet, haklılar kazanmak, zarar etmemek onlarında hakkı ama diğer tarafta da yüz bin nüfusa yaklaşan bir nüfus var fakiri var, fukarası var evine ekmek alamayanı var şehir içi minibüsüne binemeyeni var.

Var gerçekten var bunu hepimiz görüyor ve biliyoruz.

Yazımı okuyan bir arkadaş asıl meseleye gel kardeşim herkes konuşuyor çözüm nedir? Diye iç çekti.

Haklısın, haklısın güzel kardeşim ama çözümü de yazacağım.

Ekonominin daraldığı alım gücünün düştüğü bir dönemde devlet arabamızda kullandığımız akaryakıt ve evlerimizde kullandığımız doğalgazın neredeyse yüzde ellisini sübvanse ediyor. Devletin bu işte ettiği zararın haddi hesabı yok ama yapmak zorunda yoksa millet altından kalkamaz.

Çünkü devlet millet için vardır.

Sonuçta milletin parasını millete veriyor.

Peki, bir ilçede kim bunu nasıl yapar.

Elbette Belediyeler yapar hatta yapmak zorundadır.

Daha önce bir yazımda yazdım bu dönemde yapılacak en güzel hizmet fakir fukaraya yardım etmektir.

Belediye ekmek ve ulaşım konusunda çok eksik kalıyor.

Ne fırıncıların ekmek fiyatını düşürün ne de şehir içi minibüslerin fiyatına müdahale edin.

Belediye kendi araçlarında yüzde elli indirim yaparak ulaşımı halk ekmek fabrikası açarak da ekmeği yüzde elli indirimle satabilir. Hatta bu iki kalemde bir süre zarar da edebilir sonuçta halkın parası bir süre halkın ekmeğine gitsin.

Yüz aileye bakan fırıncı ve minibüsçü esnafı zarar etmez zaten alım gücü olanlar yine ekmeğini mahalle fırınından alır ulaşım da Belediye araçlarına ihtiyaç duymaz.

Devletin genelde yaptığını Belediyelerde yerelde yapmak zorundadır.

Belediyeler kar için değil hizmet için vardır.

Bu ekonomik şartlarda belediye ulaşım ve ekmekte fakir fukaraya yardım etmek zorundadır.

Belli ailelere yüz iki yüz lira yardım ederek sorun çözülmez.

İnsanların gururunu ve onurunu kırmadan devletin akaryakıtta, doğal gazda ve un da yaptığı sübvanseyi Belediyeler de ekmek ve ulaşımda yaparsa ben buna yardım derim.

Bu konu ile ilgili Belediye meclis üyelerinin bir duruş sergilemesini içtenlikle bekliyorum.

Basınımızın da bu konuyu irdelemesini temenni ediyorum.

Vesselam

ramazan-yaman-001.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum