Uzm. Dr. Ahmet Köse: "kalbinde Üfürüm Duyulan Her Çocuğun Değerlendirilmesi Gerekir"
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı / Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalı'nda görev yapan Uzm.
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı / Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalı'nda görev yapan Uzm. Dr. Ahmet Köse, kalbinde üfürüm duyulan her çocuğun, Çocuk Kardiyolojisi uzmanı tarafından muayene edilip, elektrokardiyografi (EKG) ve ekokardiyografi (EKO) ile üfürümün nedeni açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Normal kalp seslerinin, kalp döngüsü boyunca kalpteki kan akımı ve basınç değişikliklerine yanıt olarak dört ana kapağın kapanmasından kaynaklandığını hatırlatan Uzm. Dr. Köse, "İlk kalp sesi S1 "lup", ikinci kalp sesi S2 "dup" şeklinde duyulur. Üfürüm; bu seslerden farklı olarak stetoskop ile duyulan adeta üflemeye benzeyen sese verilen isimdir. Kanın kalp ve damarlar içerinde basınçlı bir şekilde pompalanması sırasında kan akımında meydana gelen değişiklikler nedeni ile oluşur ve duyulur. Üfürümler masum ve patolojik olarak ikiye ayrılır. Çocukların yüzde 50-80'inde hayatlarının bir döneminde duyulan ve genellikle çocuk büyüyüp göğüs kafesi kalınlaşınca duyulmaz olan üfürümlere masum üfürüm denir" dedi.
Kalbinde üfürüm sesi duyulan çocukların çoğu zaman şikayetinin olmadığını ve ailelerin bu durumu fark edemediklerini kaydeden Uzm. Dr. Köse, "Doktor tarafından üfürüm duyulunca haklı olarak aileler panik ve endişeye kapılırlar. Üfürüm nedeni ile mutlaka Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı tarafından değerlendirme yapılmalıdır. Yapılan muayene, EKO ve EKG incelemesi sonucu üfürümün masum veya patolojik olduğu tespit edilir" ifadelerini kullandı.
Uzm. Dr. Köse, en sık duyulan üç masum üfürüm tipini özetleyerek, "1. Klasik vibratuar üfürüm (Still üfürümü): İman tahtası kemiğinin sol orta kenarında veya sol alt kenarı ve apeks arasında en şiddetli, 2-3/6 derecede, düşük frekanslı ve kasılma fazının ortasında. 3-6 yaş arası, bazen bebeklikte duyulabilir. 2. Pulmoner ejeksiyon üfürümü: İman tahtası kemiğinin sol üst kenarında en şiddetli, erken-kasılma evresinde, 1-3/6 derece şiddetinde, üfler tarzda ve 8-14 yaş arasında en sık adölesanlarda duyulur. (Atrial Septal Defekt, kalp kulakçıkları arasında delik) ve akciğer damar kapak darlığı ile ayrımının iyi yapılması gerekir. 3. Yenidoğanın pulmoner akım üfürümü: İman tahtası kemiğinin sol üst kenarında en şiddetli, en iyi sol ve sağ göğüs duvarına, koltukaltına ve sırta yayılır, kasılma fazında ve 1-2/6 şiddetinde duyulur. Yenidoğanlarda duyulur, bebekte anormal yüz görünümü yok ise genellikle 3-6 aya kadar kaybolur" ifadelerine yer verdi.
"Masum üfürümleri olan çocuklarda ailevi bir kalp hastalığı yoksa, kalple ilgili şikayeti olmadıkça ve herhangi bir muayenesinde üfürümde anormal değişiklik yoksa takibi, tedavisi ve efor kısıtlaması gerekmez" diyen Uzm. Dr. Köse, çocuğu takip eden hekimin üfürümün şiddeti ve karakterinde değişiklik tespit ederse, beraberinde çocuğun daha sonradan çabuk yorulma, bayılma, eforla göğüs ağrısı gibi şikâyeti de varsa tekrar değerlendirilmesini isteyebileceğini söyledi.
Uzm. Dr. Köse, aşağıdaki durumlardan birinin veya daha fazlasının olması durumunda üfürümün patolojik olmasının daha ihtimal olduğunu ve Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı tarafından mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek, "1. Çocukta çok terleme, kilo alamama, hızlı nefes alıp verme, morarma, göğüs ağrısı, bayılma gibi şikayetler varsa 2. Akciğer filminde anormal kalp bulguları tepsit edilirse 3. Anormal EKG eşliği 4. Kalbin gevşeme fazında duyulan üfürümler 5. Şiddetli (3/6 şiddetinde veya trilin (Kedi mırlaması gibi) eşlik ettiği) üfürümler
6. Deri ve dil-dudaklarda mavi-mor renk değişikliği fark edilirse 7. Anormal derecede kuvvetli veya zayıf nabızlar mevcutsa 8. Anormal kalp sesleri (Kalp sesleri çok sert, fazladan duyulan sesler" diye konuştu.
Uzm. Dr. Köse, kalpteki delik, damar darlığı ve kapak problemleri nedeni ile duyulan üfürümlerin patolojik üfürümler olduğunu, çocuk kardiyolojisi uzmanınca yapılan muayenede kesin tanı konulup nedene yönelik tedavi ve takip, gerekirse efor kısıtlaması gerekebileceğini kaydetti.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.