Ömer Çelebi
‘UĞURLAR OLSUN ERHAN ABİ’
2016’nın başlarıydı.
Kâhta Organize Sanayi Bölgesi’nde ardı ardına fabrika inşaatları devam ediyor, her taraf şantiye alanına dönüyordu.
Adıyaman’a gelen ne kadar bakan ve milletvekili varsa Kâhta OSB’ye uğramadan dönmüyorlardı.
Kâhta OSB’nin, Adıyaman Havalimanı’na çok yakın, Doğu-Batı arasında geçişi sağlayan Nissibi Köprüsü’nün yol güzergâhında ve ekonomik teşvik bölgesi olması bütün sanayicilerin de gözünü buraya çevirmişti.
Bu yatırımlar ardına ardına sıralanırken gelen başka bir haberle daha da bir mutmain olduk.
Kâhta OSB’de ‘Kâhta OSB Koleji’ kurulacak!
Özel ama devlet destekli kolejde meslekî anlamda kalifiye elemanlar yetiştirilecek.
Organize Sanayi Bölgeleri’nin var oluş gayelerine tam tamına hizmet edecek olan bu proje ile bilhassa ben çok sevinmiş ve sanayi-eğitim kombinasyonunu ardına kadar desteklemiştim.
Nitekim imzalar atıldı, sonra da hızlı bir şekilde temele başlandı.
Marmara Eğitim Kurumlarınca yapılan bu muhteşem eser başkan Erdoğan Zelyurt ve Yardımcısı Utku Doğan ile de süreç boyunca samimi birer dost olduk.
Marmara Eğitim Kurumları’nın Kâhta OSB’ye kazandırdığı bu eseri görkemli bir açılış töreni ile faaliyete almıştık.
Faaliyete girince Erdoğan Bey’in, Erhan adlı kardeşi okulun idari işler sorumlusu olarak göreve başladı.
Erhan Zelyurt, okulun adeta beyni konumunda, her yere koşuşturuyor.
Bitmeyen bir enerjisi ve daima gülen bir yüzü var.
Bir o kadar naif biri…
Zamanla tanışınca iyi bir dost olduk Erhan abi ile…
Her görüştüğümüzde yaşı benden büyük olmasına rağmen ‘canım abim’ diye hitap ederdi.
Bir tevazu abidesi idi…
Resmi işlemler olduğunda ise ‘Müdürüm’ derdi.
Ama bazen de resmi lisanla, kardeşlik lisanını harmanlayıp; ‘Canım, Ciğerim Müdürüm’ derdi.
Ben böyle enerji dolu ve kibar bir insanla daha önce nadiren karşılaşmıştım.
Daha doğrusu dostluğun, kardeşliğin ve samimiyetin giderek tefessüh ettiği bu dünyada bu nadide insanlara ihtiyacımız var.
Etrafına neşe saçan, kendini sevdiren ve gülen insanların varlığı ile belki ayakta kalıyorduk.
Dünya, bunlar yüzünden dönüyordu. Yoksa acı ve kinin hükmettiği dünyanın yıkılmaktan başka ‘Kurtuluş Yolu’ yoktu ki…
İşte Erhan abi Malatyalı olmasına rağmen Kâhta’da selam verdiği herkesle samimi olmuştu.
Herkesin gönlünü kazanmıştı.
Ama olmadı.
Bir Pazartesi günü gelen kara bir haber Erhan abiyi aramızdan aldı.
Geçirdiği trafik kazası ile o güzel kalpli insan bu kirlenmiş dünyayı terk etti.
Ondan umutluyduk.
Pespaye bu dünyayı o kendince düzeltir umut ediyordum.
Sevginin gücünü, samimi gülmenin dünyanın en büyük silahı olduğunu öğretir sanıyordum.
Uğurlar olsun sana Erhan abi.
Geride gencecik bir eş ve küçücük iki yetim bıraktın.
Senin arkanda Kâhta OSB Koleji’nin öğretmenleri, öğrencileri ve hizmetli görevlileri ağladı.
Senin ardından Kâhta ağladı.
Hakkımız dünyadaki zerreler adedince helal ü hoş olsun.
Keşke dün sabah görüştüğümde senden de helallik dileseydim, keşke…
Mahşer meydanında görüşmek üzere…
Ruhun şad olsun.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.