Yasir Polat
Şuraya Bir “6.BÖLGE” Bırakalım
Bizde derler ki, “Gecenin en karanlık, en zifiri anı doğacak olan aydınlığın habercisidir” diye.
Telafuzu mahal verir mi harflerimin dizilişine, bilemiyorum.
Doğan umut pıtırcıkları, yarınlara mimar mıdır?
Güzelim memleketim için dökülen isyan mısraları yerini mi buluyor!
Yoksa bunlarda tıpkı eskiden olduğu gibi birer Kafdağı siluetimi?
Yine derler ki, ‘Yarın ola Hayrola’
Son günlerde aldığımız güzel haberler, tüm 2020’nin kâbus dolu günlerinin, olaylarının üzerini kapatamasa da ‘Hayat’ emarelerinin varlığı, doğuyor oluşları bizleri bir hayli sevindirdiği gibi umutta veriyor.
Özellikle Adıyaman’ın 6.bölge kapsamına alınması, tüm yerel halk tarafınca bulunan binlerce metreküp Doğalgazdan daha evla olduğu yönünde yorumların varlığı; ne denli sevinmiş olduğumuzu gösterdiği gibi, yıllarca bundan mahrum edilmiş olmamızın sitemi dillerde pelesenk.
Neyse ki, artık 6.bölge kapsamındayız. Öyle ya da böyle, bu konuda emeği geçmiş olan herkese teşekkür ederiz.
Şimdi sıra bu kapsama alanı içinde olmanın meyvelerini alma vakti.
Saygı değer yatırımcılar ve yatırımcı olma niyetinde olan adaylar, bu fırsat bir daha ayağınıza gelmeyebilir. Kaçırmayın derim.
Muhtemelen kaçırmayacaksınız, biz hatırlatalım da.
Bu teşvik paketi işsizliği büyük bir oranda düşürecektir. KDV’ler, Pirimler, Vergiler bir hayli düşüşe geçecektir. Şehrimiz, bilinçli yatırımcıyla birçok koca şehre meydan okuyacak kıvama gelecektir.
Ya Diğer Alanlarımız Ne olacak?
Umulur ki öyle olsun temennisi ile peki ya Turizm ne olacak, kıyıda köşede yok olmaya terk edilen gençlik ne olacak, eğlenecek, kafa dağıtacak bir mekân, ortam ya da uğraş olmayınca derinlerde, derine batan çocuklarımız ne olacak? Gibi birkaç soruyu hatırlatmayalım mı?
Üç tarafı su ile çevrili olan ilimizin, özelde de ilçemizin daha kaç evladı onlara inşa edilen havuzlar olmadığı için Atatürk Baraj’ının koylarında yok olacaklar.
Kaç evladımızı harabe inşaatlarda, karanlık sokak ve parklarda kafaları nahoş, içleri boş, her türlü eylem ve faaliyete hazır bir duruş ile bekleyen evladımızı toplayacağız.
Oysaki bilim labaratuarları, eğlenceli eğitim mekânları, içinde kaybolacakları kütüphaneler, eğitici, zararsız oyun salonları, spor alanları, güvenli yüzme havuzları… Olsa, ne güzel olur.
Mesela, Samsat belediyesi Zepiline merkezi kurmuş. Sadece Kâhta’dan değil tüm yöre oraya akın ediyor. Hem yöreye göre farklı bir etkinlik hem de eğlenip kafa dağıtılacak bir ortam.
Ve en önemlisi, çıkışı olmayan Samsat’a ekonomik getiri konusunda bir adım niteliğinde.
Yine Cendere Köprü’sünü, Değirmen Başı’nı, Kırk Gözü ve daha nice sulu ve tarihi alanımıza yapılması icap eden projeleri sayıp ta bıktırmayacağım sizleri.
Ahlaki ve karakteristik bir devinime ve gelişime ihtiyacımız var
Tüm bunlar, ekonomi ile ilgili. Yaşam sürebilmemiz ve bu süreç içerisinde yaşamı ikame edebilmek adına kötü yollara düşülmemesi için, sağlıklı ve düzenli bir getiriye ihtiyaç vardır.
Aksi olduğunda ise ekonomik yoksulluğun ahlaki yoksulluğu getirdiğini her birimiz biliyoruz.
Hırsızlık, fuhuş ve benzeri birçok şeyin fitilini ateşlemek ile beraber bunalıma giren, yoksunluk çeken, tüm bunları kendinde barındırıp sağa sola -değim yerinde ise- ‘BELA’ olan nice insana şahit olmuşuzdur.
Açıkçası meselenin özü, ekonomik kalkınma ile beraber, ahlaki ve karakteristik bir devinime ve gelişime ihtiyacımız var.
Ahlaklı bireyler, genel anlamda çalışken ve üretken de olurlar.
Bir neslin ahlakı nezdinde yaptığınız çalışmalar, anlık veya günlük olmadığı gibi uzunca bir geleceği de imar etmiş olursunuz.
“Açlık çeken insanın dini, dili, ırkı sorulmaz” denilir ya,
Bende diyorum ki; ‘Ahlaken çöküşe geçen bir millet er ya da geç zillete uğrayacaktır.’
Cumanız mübarek olsun, kalın sağlıcakla.