Mustafa İşeri
Kafanızı kumdan çıkarın
AK Parti’nin 2002 seçimlerindeki sloganı üç “YYY” temelinde şekillenmişti. Yani “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar” bunları ortadan kaldıracağı iddiasıyla millet bu partiyi iktidar yaptı.
O yıllardan “Üç Y” ile mücadele ederek bugünlere kadar gelen AK Parti, bugün Adıyaman’da bundan söz edemez duruma gelmişse gerçekten vicdanları yaralayan ibretlik bir sahne ile karşı karşıya geldiğimizi söyleyebiliriz.
İddialara göre, AK Parti Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanı Perihan Gümüş, Adıyaman’daki bir kurumda çalışan AK Partili bir kadının maaş kartına el koydu.
İl Başkanı Perihan Gümüş, kadına neden maaş kartına el koyduğu ile ilgili olarak ise, “Seni bu işe ben yerleştirdim, benim sayemde burada çalışıyorsun. Senin maaşını da bir süre ben alacağım” diyerek her ay çektiği maaştan kadına sadece harçlık olarak bir miktar veren Gümüş, maaşın tamamını aldığı iddia ediliyor.
Korkusundan ve partiye zarar gelmesinden çekinen mağdur kadın, maaş kartına ve el konulan cep telefonunu Perihan Gümüş'ten isteyince, Gümüş’ün “ Ben AK Parti kadın kolları başkanıyım seni de kocanı da işten çıkartırım “ diyerek tehdit ettiği mağdur kadının beyanları arasında yer alıyor. Tehditlere ve yağmaya maruz kalan mağdur kadının, Perihan Gümüş hakkında adli mercilere başvurarak şikâyetçi olduğu yine iddialar arasında.
Yaklaşık bir aydır Adıyaman kamuoyunda gündemdeki yerini koruyan yolsuzluk iddiaları ile ilgili, Adıyaman’da siyaset yapan AK Partili yöneticiler neden 3 maymunu oynuyor?
Tüm kamuoyunda vicdanları yaralayan yolsuzluk olayının üzerine "AK Parti Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanının arkasında kim var" kaygısı oluştu.
Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış. Ama bu yenilir yutulur sıradan bir hırsızlık değil.
Adıyaman’daki bu yüz kızartıcı olayın, skandalın örtbas edilip kapatılmasına Adıyaman halkının vicdanında büyük bir yara açacağı aşikâr.
Bir gazeteci olarak yaklaşık bir aydır olayı takip ettim ama konu ile ilgili AK Parti cephesinden ne bir disiplin cezası ne de bir açıklama yapılmadı.
Kişisel ihtirasının tatminine yönelik yapılan hareket kamu vicdanını sızlatırken AK Partide siyaset yapan Adıyaman’daki siyasetçilerin susması ise ikinci kez vicdanları yaralamıştır. Çünkü olay Ak Parti’nin siyasetteki varoluş felsefesine ters düşüyor. AK Parti, yapılan herhangi bir yolsuzluğa göz yumarak sahiplendiğinde o zaman varoluş zeminini kaybeder.
AK Parti sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda bütün dünyada mazlumların umudu ve sesi olmayı başarmış fakat ne acıdır ki, ilimizde yeni evlenen bir çiftin dahi umutlarını alacak kadar siyasi bir partiye mi dönüşüyor?
Peki, neden bu sessizlik?
Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık, “Bölgesel ve yerel yolsuzluklara pirim vermeyin. Bunları asla duymamalıyız, görmemeliyiz, bilmemeliyiz. Görürsek, bilirsek, duyarsak ve bunlar bize geldiği anda kusura bakmayın yolları ayırırız. Hiç bu işin şakası yok. Bizi buradan sallamaya çalışıyorlar" uyarısında bulunmuştur.
Artık kamu vicdanını rahatlatacak adımlar atılmalı.
Yapılan yanlışa sahiplenmek milletin aklı ile alay etmekten öteye gitmez. Aslında bu olay AK Parti’nin Adıyaman’daki sınavıdır. Ya bu yolsuzluk iddialarının gereğini yerine getirir, tekrar milletin teveccühünü alır ya da susarak olayı örtbas ederek sahiplenir ve milletin vicdanında derin bir iz bırakır.
Acaba AK Parti Adıyaman teşkilatı bu işin üstünü kapatmak mı istiyor?
Ama halk bunu sükûnetle izliyor.
Unutmayın, millet gereği yapılmayan her sorumsuzluğun bedelini ilk seçimde hesabını soracaktır.
Bu olay örtbas edildiğinde akıllarda, “Recep Tayyip Erdoğan’a en büyük ihaneti Ak Partililer yapıyor” düşüncesi hakim olacak.
Oysa AK Parti 18 yıldır ülkemizde muazzam güzel işler yaptı. ( Duble yollar, köprüler, sağlıktaki iyileştirmeler ve savunma sanayindeki olumlu gelişmeler gibi…)
Dolayısıyla Ak Parti'ye de, memlekete de en büyük zararı, yolsuzluklara ses çıkarmayan siyasetçiler veriyor. Çünkü emanetçisi oldukları halkın o büyük mirasına layık davranamadıkları aşikar.
Herhangi bir yerde yapılan bir hata varsa, derhal hesap soracak birileri de olmalıdır.
Kişisel ihtiraslar ayrımı yapılmadan o hesabın gereği yerine getirilmezse bu defa da bunun bedelini halk öder.
Peki, bu halk sorumlusu bulunmayan ve hesabı sorulmayan suçların, hataların bedelini daha ne kadar ödeyecek.
Ak Parti Adıyaman’da, içine düştüğü bu derin, sarsıcı ve kabul edilemez durumdan kurtulmak için biraz durulmalı. Sonra da 2002 ye doğru geriye dönüp bakmalı. Çünkü daha ihtişamlı ve onurlu bir geleceğin kodları kendi geçmişinde saklıdır.
AK Parti Adıyaman’da yeni bir duruş ile halkın huzuruna çıkmalı, temelinde adalet ve liyakatin olduğu bir vizyon ile siyaset yapmalı.
Çünkü her seçimden sonra millete "aldık" dedikleri o mesajın gerçekten hakkıyla alınmadığı ve gereğinin yapılmadığı bugün Adıyaman’da son bir aydır daha net okunuyor.
NOT: Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanlığı ile ilgili bu haberi ortaya çıkararak tüm yerel ve ulusal kamuoyunu aydınlatan Gazeteci Ramazan Ferhat Vural’ı tebrik ediyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.