Sizden Gelenler
Kadın ve erkek eşit midir? / Şüheda VAROL
Kadın ve erkek eşittir. Kadın ve erkek aynı haklara sahiptir. Kadın ve erkek eşit koşullarda çalışabilir. Ne kadar sıradan ve basit cümleler bunlar. Ne geçmişte, ne günümüzde ne de gelecekte böyle olmadı, olmuyor ve olmayacak.
Kadın erkek eşit deniyor; o zaman neden en değerli din olan islam tarihinde hiç kadın peygamber olmadı? Çünkü kadınlar merhamet ve vicdanları ile hareket eden varlıklardır. Erkekler ise akılları ile. Bir savaş esnasında bir erkek peygamber vicdanını kenara bırakıp bir kelle vurabilir ama bir kadın peygamber bunu yapamaz çünkü yüreği izin vermez. Bu yüzdendir ki kadınlara en kutsal meslek annelik verildi. Ya da neden bir erkek kadar özgür hareket edemiyor bir kadın? Çünkü kadın fiziki güçte erkekten güçsüz yaratılmıştır ki aklı ile erkekten üstün olabilirken gücüyle ona muhtaç olduğunu kavrayıp aradaki denge terazisini kurabilsin. Gecenin ikisinde dışarıda olup tecavüze uğrayan bir erkek olmadı. Ya da karısı tarafından dövülerek öldürülen bir erkek de olmadı. Hatta sevdiği kadın tarafından yakılıp üzerine beton dökülen bir erkek de olmadı hiç. Kadın ve erkek hiç bir zaman eşit olmadı ki olmamalıydı zaten. Ama aradaki denge terazisi de kurulmalıydı. Bir kadın her zaman bir erkeğin fiziksel himayesine muhtaçtır. Bir erkek de her zaman bir kadının ilgisine ve bakımına muhtaçtır. Boşuna demiyor yaradan ; "biz kadını ve erkeği birbirlerini tamamlamaları üzerine yarattık"(hucurat 13) diye. Neydi tamamlamadan kasıt? Kadını maddiyatda muhtaç etmeyip ilgisinden mahrum etmek mi? Ya da erkeğe bakımı yapıp anlayışsız davranmak mı? Hayır hayır böyle değil. Bir erkek merhameti ve aklı ile bir kadını kanatları altına alabilmeli, bir kadın da anlayışı ve aklı ile bir erkeği tamamlayabilmelidir. Evvela kadının görevi daha fazladır sağlanacak huzurda. Kadın sadece kadın değil; insanlığın geleceği, geleceğin kalitesidir. Erkeği dünyaya getiren de kadındır, eğiten de, büyüten de, hayata sunan da... Unutulmamalıdır ki bir millet kadını kadar nesil yetiştirebilecektir. Eşine karşı sorumluluklarının da bilincinde olmalıdır kadın. Erkek de kadına karşı teşekkürü borç bilmelidir ve her gerektiğinde ödeyebilmelidir. Kadın eşi eve geldiğinde onu güleryüz ile karşılayabiliyorsa, önüne yemek koyabiliyorsa, eşi öfkelendiğinde anlayışla karşılayıp alttan alabiliyorsa, tartıştığında mantığıyla hareket edebiliyorsa kadındır. Erkek kadınını ilgisinden, merhametinden ve sevgisinden mahrum etmiyorsa, teşekkür edebilmeyi biliyorsa, onun duygusal ve güçsüz zamanlarında yanında olduğunu hissettirebiliyorsa erkektir. Anlayış, huzur, sevgi, saygı tek taraflı yapılan eylemler değillerdir. Kadının sevgisi erkeğin merhameti huzurun en temel iki esasıdır. Her iki taraf da kendine düşen payı sahiplenmeli ve kendini bu konuda doyurmalıdır. Ancak o zaman o terazi dengelenir ve adalet sağlanır.
Velhasıl kelam evlerin cennete köprü olacak evlere dönüşmesi kadınsız mümkün değildir. Ve bir kadın erkekten aldığı dönüt kadar gübre verir geleceğe.
Son olarak çok değerli bir şair Hidayet Dayar'ın dizeleri dökülüyor mürekkebime;
Şimdi oturup da düşünmek vakti
Ben neyim?insanoğlu, dünyaya nasıl geldim
Anam sağolsun, anam göçtü dünyadan
Aç kaldım yemek yapmayı bilmem
Ah güzelim Gülbinim sağolsun kendisi kız kardeşim
Kıyılır mı hiç çiçeği koparmaya
Kıyılır mı hiç yaşam vereni yaşamdan etmeye.
Şimdi oturup da düşünmek vakti
Ben neyim? İnsanoğlu
kalkıp evlendim bir şeyler oldu
Hanım artık istemez oldu
Durur muyum hiç çektim vurdum
İyi halt ettim e mi
Şimdi oturup da düşünmek vakti
Ben neymişim? İnsanoğlu
Ben neymişim İnsan kardeşi
Ben neymişim? İnsan eşi
Ben neyim aslında insan mı? Ne münasebet.
Şimdi oturup da düşünmek vakti
Selam ve dua ile...