Sana gelen yollar kevgire dönmüş olsa da,
Neşterler gizlenmiş olsa da ayakkabılarıma,
Çıplak ayaklarıma dikenler batsa da,
Söylenmeyen sözler kadar sivri çiviler dizilse de yoluma,
Akdeniz'de bir orman gibi yansa da ruhumun şarampolleri,
Seni gören aciz zatımın kaynayan kanı gibi kaynasa da siyah asfalt,

İhanetten aranan suçlu gibi yolumu kapatsa da jandarma,
Göğsümün patladığı gibi patlasa cesedimin petrolleri
Türkülerin soluğu çıkmasa da,
Kemanının telleri kopsada Farjad'ın

Beşiklerin ayakları kırılıp,
Ninniler okuyan annelerin boğazı düğümlense de,
Mutlu çocuk çığlıkları duyulmasa sokaklarda,
Gol sevinci yaşanmasa caddelerde,
Anneleri ölse de evcilik oynayan çocukların,
Gelinlerin çeyizine konsa da hançer,
Kırmızı kuşakları yırtılsa da ellerinde kardeşin,
Duvağı açan damadın kolları kırılsa,
Uzunca evlilerin sönse de cilveleri,

İhtiyarlar nefessiz kalsa,
İlkbaharın güzelliğine kör olup,
Sonbaharı sevse de insanlar,
Vuslatı haram kılan kader kalemi kırılıp
Kıyametim kopsa da...

Kaçak bir çay demleyip,
Umut dolu memleket türkülerini söyleyeceğim.

Sonra pamuk tarlasından, kaysı bahçelerinden döner gibi
Bir ırgat yüreğinin sımsıcak hasreti ile geleceğim bekle…