‘GÖRGÜSÜZLÜK’

Herkes uyarıyor.

Sağlık Bakanı canını ortaya koyuyor.

Uzmanlar TV’lerde salgınla ilgili tüm teknik detayları paylaşıyor.

Sosyal medya Covid-19’la kaynıyor.

Dünya çalkalanıyor.

Dünyaya meydan okuyan süper güç Amerika felaketi yaşıyor.

Binden aşağı ölen yok!

İspanya, İtalya kontrolü çoktan kaybetmiş; Fransa, Almanya zor bela direniyor.

İngilizlerin 68 yıllık kraliçesi hayatında 5. ulusa sesleniş konuşmasını yapıyor.

Boris Johnson yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.

İran bitti zaten.

Allah kurtarsın.

Binlerce hekim yetiştiren, belki on binlerce hasta için şifa vesilesi olan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu bile bu illete yenik düştü.

Korona yüzünden gitti, göç etti.

Doktor, hatta deneyimli Profesör kendisine derman bulamazsa biz neyleriz?

Evet, herkes kendi derdine düştü artık.

Herkes kendi dünyasında sadece ‘ölmemek için’ yaşayacak bundan sonra.

Bundan sonra dünyayı yeni bir düzen, yeni bir yaşam şekli bekliyor.

Türkiye’de salgın öncesi yoğun önlemler alınmasına rağmen iyi direniyor.

İyi direniyor ama iş insanda bitiyor.

Yarı canlı Covid-19 virüsü insana bulaşınca canlılık özelliği kazanıyor.

… Ve ilacı yok.

Kapanı Allah kurtarsın.

Peki, nedir çare?

Çare hatta belki de tek çare sosyal ilişkileri düşürüp yaşamdan izole etmek…

Bunun için bir dizi önlem alındı.

Önce yaşlılar daha çok risk grubunda olduklarından 65 yaş üstü ihtiyar ve ihtiyareler için sokağı yasakladılar.

Kafeler kapandı.

Kuaförler, güzellik salonları kitlendi.

Restoranlar da…

Ama verilerde parabolik artış istenen hedeflere henüz ulaşmadığından 20 yaş altı vatandaşların sokağa çıkması ile büyükşehirlere girişler de yasaklandı.

Bu işin şakası yok, bütün kozları oynamak zorundayız.

Yani ne yasak varsa adım adım uygulanmaya geçiliyor.

Peki, yasak olmadan insan üzerine düşen sosyal sorumluluğu yerine getiremez mi?

Ceza yemeden kurallara uyum sağlanmaz mı?

Demek, sağlanmıyor ki önlemler arttırılıyor.

Hep deriz ya ‘insan sosyal bir varlık’ diye…

Peki, işin ucunda ‘ölüm ve öldürmek’ gibi olağanüstü bir durum varken neden asosyal oluyor.

Yolda yürürken aranıza mesafe koymak için başınıza bir polis mi dikmek gerekiyor?

Broadway marka arabaya neden beş kişi tokuş tokuş biniyorsunuz?

Piknik alanları, eğlence merkezleri salgın için tehlikeli olduğundan niye buralar da yasaklandı ya neden gidip hem de sosyal mesafeyi ihlal ederek ifşa ediyorsunuz?

Siz sadece kendinize zarar vermiş olsaydınız bu kadar kati kurallara belki de ihtiyaç duyulmayacaktı.

Lâkin taşıyıcı bir unsur olarak belki de bir semptom olmayacak ama otuz kişiye virüsü enfekte edeceksiniz.

Bu bir kul hakkı değil midir?

O halde vicdanları tefessüh etmiş insanlar nasıl dizginlenecek?

Biz hastalıkla mı mücadele edeceğiz yoksa insanların kural tanımazlığıyla mı?

Korona virüsü çok yakın zamanda yeneceğimize adım gibi eminim.

Hepimiz eski hayatımıza döneceğiz ve kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Peki, insanların bu görgüsüzlüğünü nasıl yeneceğiz?

Asıl sorun burada.

Ümidim yok…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.