İslam coğrafyasının Batı yakasındaki medeniyet tecrübesini kaleme alan yazar, yaklaşık sekiz asırlık süreci detaylarıyla incelemeye çalışıyor. 711 yılında Tarık b. Ziyad'ın gemilerle yola koyulmasından sonra Müslümanların Avrupa kıtasında inşa etmeye çalıştığı medeniyet deneyimini, 1492 trajedisi ve sonrasını da kapsayacak bir bütünlük içinde ele alıyor. Müslümanların bir tarafta Kurtuba, Tuleytula, İşbiliye, Gırnata gibi şehirlerle, diğer tarafta İbn Hazm, İbn Bacce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd, İbn Arabi gibi alimlerle Endülüs coğrafyasına hayat verdiğini aktarıyor. Endülüs medeniyetini tarih, hikmet, felsefe, sanat açısından değerlendiren yazar, kitabın son bölümünde Endülüs'e dair izlenimlerini gezi yazısıyla okuyucularıyla paylaşıyor.