Yazının başlığına bakıp zengin olacağız kanısına kapılmayın hemen. Benim kimseyi zengin edecek hünerlerim yok. Yalnız zengin olanlar nasıl bir yol izliyor onu anlatmaya çalışacağım. Bir tane yazar "Nasıl Zengin Olunur?" diye bir kitap yazar ve bu yazar kitap sayesinde zengin olur. Çünkü yazar herkesin dikkatini çekecek bir kitap yazmıştır. Başka bir örnekte, bir tane kavun satıcısı amca etikete şöyle yazmış, 1 kavun 3 TL, 3 kavun 10 TL
Yoldan geçen iki arkadaştan biri diğerine, bak beni izle der ve kavun satıcısı amcaya yaklaşarak,
"Amca bana bir kavun verir misin?" der ve 3 TL verir.
Bir süre sonra genç tekrar,
"Amca bana bir kavun daha verir misin?" der ve tekrar 3 TL verir. Bir süre daha geçince genç tekrar kavun satıcısı amcaya,
"Amca bir tane daha kavun alabilir miyim?" der ve tekrar 3 TL uzatır.
Kavunları alan genç, çok büyük bir başarıya imza atmış gibi kavun satıcısı amcanın yanına yaklaşarak,
"Amca sen 1 kavunu 3 TL'ye 3 kavunu da 10 TL'ye satıyorsun, oysa ben 3 kavunu 9 TL'ye aldım senden." Kavun satıcısı amca şu can alıcı cevabı verir.
"Herkes bana ders vermek için 1 kavun alacağına 3 kavun almış oluyor."
Ticaret yapmak da bir zekâ işidir. Tüketiciyi nasıl çekeceğini bilmek lazım. Konuyu daha da somutlaştırmak için bayramda karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum. Çocuklarla bayramlık almak için ailece bir mağaza gittik. Mağazada dolaşırken benim kız elinde iki tane ayakkabıyla hızlı ve heyecanlı bir şekilde yanıma geldi.
"Bu erkek ayakkabılardan iki tane alırsan her birini 500 TL yerine 300 TL'ye alabiliyorsun."
"Tamam da kızım benim ayakkabıya ihtiyacım yok ki."
"Ama baba indirimde ve çok ucuz."
Lafı fazla uzatmadan ailenin telkinleriyle her iki ayakkabıyı da aldım. Şimdi burada her iki ayakkabıyı alarak 400 TL. kazançlı çıkmış gibi gözüküyoruz, oysa benim ihtiyacım olmayan bir şeyi almış durumdayım. Yani 400 TL kazançlı çıkmış olmuyorum, aslında 600 TL' yi boşuna harcamış oluyorum. Yapılan fiyat oyunlarıyla tüketici o malzemeyi almaya cezp ediliyor. Eskiden anne-babalarımız bizim üst başlarımızı alıyordu şimdi de çocuklarımız alıyor. Böyle bir nesil olarak bugüne geldik. Tabi bu da ayrı bir mevzu.
Bir de fiyat etiketlerinde başka oyunlar var. Aylardır eşim bana bir fritöz al diye söyleniyordu. Çarşıya çıktık fiyatlara bakıyoruz bir tane fritözde karar kıldık. Fritözün üstündeki etiket fiyatı 3.999,99 TL. Fiyata bakınca hemen 3 bin algısı oluşuyor insanın beyninde. Aslında fritöz 4 bin TL. 4 bin TL. için sadece 1 kuruş eksik. Fritözü 3.999,99 kuşa aldık. Bu da bir tarafa eşim kız kardeşiyle telefonda konuşurken, "kız biz fritözü 3 bine aldık," demez mi. Meğer eşim 999,99 kuruşu da beyninde silmiş.
Demem o ki bu kapitalist düzen zamanla insanı çok iyi bir tüketici haline getiriyor. Bana katılır mısınız bilmiyorum ama kapitalist düzende "birilerinin kazanması için birilerinin kaybetmesi lazım."