1973 yıllarında Adıyaman’da yaşayan Dursun Çavuş, postacılık yaparak geçimini sağlayan sade bir vatandaştır.
Oğlu Abuzer’in Belediye Başkanı Reşat Ağa’nın kızına aşık olması ile işler karışır.
Ağayla ters düşen Dursun Çavuş, karısı Server ve arkadaşlarının gazına gelip emekliliğini ister ve belediye başkanlığına adaylığını koyar.
Dursun Çavuş’un başkan olacağı kesin gibidir, millet gaz verdikçe verir; ancak hiç beklenmeyen bir durumla karşılaşılır ve 3 oyla sandıktan ayrılır.
Olay hem komiktir hem de dramatiktir aslında.
Dursun Çavuş'a gaz veren çevresi seçim günü onu yalnız bırakmıştır.
Seçim yaklaştıkça her dönem olduğu gibi aday adayları enflasyonu da pik yaptı.
Milletvekili aday adaylarından bazılarının profilini görünce şaşırmamak mümkün değil..
Bazı aday adaylarının aday olma ihtimali neredeyse yok ama ona rağmen neden aday olduklarını hepimizin malumu.
Anadolu’da sık kullanılan bir deyiş vardır:
“Desinler ki; Hasonun Hançeri Var.”
Haso gariban kendi halinde zararsız biri olarak anılır. Yaşıtları gösteriş yaparken o da heveslenip kendine biraz çeki düzen vermek ister.
Giyinir kuşanır hançerini beline asar.
Haso’nun boyu kısa olduğu için hançerin ucu yere değer.
Bunun için ahbapları onunla alay etmek istediklerinde: "Ne var yani “desinler ki Haso'nun hançeri var” der.
Siyaset kazanı kaynadıkça Dursun Çavuşlar ve Hasolar her yerden mantar gibi bitmeye başladı.
Siyaset bilmez, sahayı bilmez, yaşadığı ilin ilçelerini sayamaz fakat aday adayı!
Siyasetçinin bir takım özelliklere sahip olması gerekir. Bunları taşımadan siyaset yapmaya kalkmak vizyonsuz bir cesaret ister;
Bunlar; liderlik, vizyon, empati, iletişim, ekip çalışması, yasal bilgi ve beceriler, yaşadığı bölgeyi, ülkeyi ve hatta dünyada olup bitenleri iyi bilmesi, takip etmesi gerekir.
İyi bir siyasetçi, adaleti sağlamak, insanların ihtiyaçlarını karşılamak, ülkenin çıkarlarını savunmak ve geleceği planlamak için yola çıkar.
Siyasetçi, her davranışı ve sözüyle halka, seçmene güven vermelidir.
Siyasetçi, amacının hizmet olduğunu ve geleceği makam ne olursa olsun bunu unutmadan samimiyetle insanlara hizmet edeceğini göstermelidir.
Hitap ettiği insanların, inançlarının, değerlerinin, yaşam koşullarının, beklentilerinin, ihtiyaçlarının farkında olmalı ona göre programlar yapmalıdır.
Seçim heyecanıyla sonrasında nasılsa unutulur diyerek herkese mavi boncuk dağıtmak yerine, yerine getireceği sözleri vermesi gerekir.
Ülkemizde yaşanan üst üste felaketlerden sonra liyakat ile değil, bazı siyasilerin omuz vermesiyle bir yerlere gelen kişilerin sahada gözüne el feneri tutulmuş tavşan gibi kalması, her kademede liyakatin esas alınması gerektiğini ve bu söylemin söylemde değil eylemde karşılık bulması gerektiğini bir kez daha çarpıcı şekilde ortaya çıktı.
Artık uzun vadeli plan ve projeler ile Adıyaman'ımızı kalkındıracak Adıyaman'ı ve Adıyamanlıları iyi bilen, onların sorunlarını ve çözüm yollarını iyi bilen vekiller istiyoruz.
Vekil olduktan sonra bilumum akraba-i tâalukatını kurumlara yerleştirmeyi kendine hak gören vekiller değil; bir kuruma bir işçi alınacaksa dahi liyakat esasına göre adaletle hareket edecek vekiller istiyoruz.
Silik, korkak, pasif vekiller değil, Adıyaman halkının taleplerini Ankara'dan söke söke alacak vekiller istiyoruz.
Adıyaman halkı ile sık sık bir araya gelerek istişare ile Adıyaman' ın yeniden kurulması ve kalkınması için önderlik yapacak vekiller istiyoruz.
Dikkat ederseniz vekil demiyorum; vekiller diyorum.
Vekilin biri piyasada görünüp diğerleri silik, sinik, varlığı ile yokluğu anlaşılmıyorsa bizim vekilimiz değildir zaten...
Desinler ki Hasonun da hançeri var mantığı ile vekillik yapacak biblo vekiller istemiyor Adıyaman.
Önümüze konulan liselerdeki vekil adaylarına mecbur olmak değil; o adayları Adıyamanlılar olarak biz seçmek istiyoruz!
O yüzden halkta karşılığı olan, halkın sevdiği ve istediği vekil adayları olmalı listelerde!
Adıyaman, sürprizi yumurtadan çıkacak vekiller istemiyor!