Abdullah Yekta
Kumpasçı/İftiracı Cemaat
15 Temmuz Fetö darbe girişimi, 27 Mayıs1960 ve 12 Eylül 1980 melun darbelerinin ardından Türkiye’nin başına getirilen en büyük belalardan biriydi. Allah'ın izniyle milletin karşı durmasıyla bu bela bertaraf edildi. 15 Temmuz darbesi, yirmi birinci asırda Türkiye'de artık ABD ve Batı ülkelerinin isteğiyle darbelerin öyle istenildiği gibi yapılamayacağını gösterdi, bu bir, ikincisi dini kılıklı olup da etrafına insanları toplayan birtakım şahısların gücü ve etki alanları gözden geçirildi ve birçok cemaatle ilgili soru işaretleri belirmeye başlandı. Bu cemaatlerden kimisinin İsrail tarafından desteklendiği, kimisinin CIA, Alman ve İngiltere istihbaratları tarafından finanse edildiği, yıllarca bu cemaatlerin içinde kalanların itirafıyla ortaya çıktı.
Fetullah Gülen’in bir Vatikan ve CIA işbirlikçisi olduğunu bütün dünya âlem kalksaydı anlatamazdı. Kimse onun bir Amerikan işbirlikçisi olduğunu kabullenemezdi. Allah'tan kendisi sağken, daha hayatta iken 15 Temmuz darbesi teşebbüsü oldu. Yoksa taraftarları nezdinde kâinat imamı, mehdi ve mesih gibi sahte unvan ve makamlara sahip olan bu din düşmanını başımıza Hristiyan azizi ilan ederlerdi. Artık onun her söylediği peygamber sözü gibi, Allah'ın ayeti gibi insanlara kabul ettirilmeye çalışılırdı. 15 Temmuz sadece Fetö’yü değil aynı zaman onlar gibi proje olan birçok yapının tanınmasına da yardımcı oldu. Bunların hepsi temizlendi mi, elbette ki hayır. Umudumuz, bir gün, bütünüyle deşifre olmayan diğer proje olan yapıların da teferruatıyla ortaya çıkarılması veya etkisiz hale getirilmesidir. 15 Temmuz’da darbe yanlıları kazansaydı şu an kamuflaj-maskeleriyle dolaşanların çoğu ertesi gün masum insanlara karşı Fetö’nün gönüllü birer yargıcı olurlardı.
Kaset kumpaslarının zararları yanında bazı yararları da vardır, elbette. Kaset kumpası olmasaydı kimileri, CHP ve liderinin gerçekten dürüst, doğru söyleyen bir halk adamı olduğunu düşünecekti. HDP ile gizli kapılar ardında görüşmeler yaptığını, HDP’ne bazı bölgeler için özerklik vadi verdiğini, Fetö örgütüyle birlikte siyasiler hakkında kumpas kasetlerini kurduklarını anlamayacaktık. Türkçe olimpiyatlar düzenleyen, vaazlarında hep gözyaşı döken, İsrailli çocuklar için ağlayan gözü yaşlı adamın imamları tarafından siyasetçilere fuhuş kumpas kasetlerini hazırlandığını bilemeyecektik.
Allah kerimdir. Zaman en büyük müfessirdir. Her şey zamanla ortaya çıkar. Güneşin altında hiçbir şey gizli kalmaz, günü gelir açığa çıkar. Dünya âlem kalksaydı, F. Gülen’in adamlarının (onun emrinde olan) sözde imamlarının siyasetçilere iftiralarla dolu fuhuş kumpas kasetlerini hazırladıklarını hem de PKK ile el ele vererek siyasetçilere baskı yaptıklarını anlatamazdı. Bu açıdan fuhuş kumpası kurmaları çok çirkin bir şey fakat bu pis ve çirkin eylem, kuzu postuna oturanların hiç de doğru ve masum olmadıklarını bize açıkça göstermiştir.
10 Mayıs 2010’da Deniz Baykal’a fuhuş kumpas kaseti Fetö’nün polis imamı Cevheri Güven tarafından hazırlanıp servis edilmişti. O fuhuş kasetiyle Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin koltuğuna oturmuştu. Kasetle başa gelen başkan. Bugün 13 yıl sonra yine aynı gün 10 Mayıs 2023’te, yine aynı kişi, Fetö’nün sözde polis imamı Cevheri Güven tarafından Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce için fuhuş kumpas kaseti hazırlanıp servis edilmiştir. Kaset öncesi ve sonrasında Fetö ve PKK eleman ve sempatizanları Muharrem İnce’ye baskı kurup istifa ettirmeye zorlamışlardır. Kaset hazırlandıktan sonra kasetin sosyal medyada yayılması ve dağıtılmasını CHP trolleri yapmışlardır. CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu Fetö ve Kandil iş birliğini her ne kadar inkâr etse de bütün konuşmaları bu iş birliğini belgelemektedir.
Bundan on sene önce Fetö’nün bu kirli ilişkilerini dile getirene, herkes hain ve iftiracı gözle bakardı fakat 15 Temmuz sonrasında Güney Doğu’da yapılan çukur hendek eylemlerinde PKK’nin en büyük destekçisi ordu içindeki Fetöcü elemanlar olmuştu. Bazen bir musibet bin nasihatten daha açıklayıcı olur. Hala Fetullah Gülen masonik örgütünün suçsuz olduğunu düşünenler, inşallah bu fuhuş kumpas kasetiyle akılları başlarına gelmiştir.
Selam ve dua ile.