Kayıp Yolcular Gibi Beklemiştik Seni / EMRAH AKSOY

Sizden Gelenler

Kurumuş ve terke bırakılmış bir limanda,
Kumlara saplanmış, dümeni kırılmış,
Demiri pas tutmuş,
Ölü yosun ve midyelere teslimiyet sözü vermiş,
Kömürü yağmurlarda ıslanmış gemilerle yolculuk etmeyi bekleyen,
Şehrin en kalabalık en ücra,
En soğuk ve kimsesiz hastanesinin
Buz kesmiş kaldırım taşlarının üzerinde,
Çaresiz kaptanları kayıp yolcular gibi beklemiştik seni…

Aç, susuz, üşümüş bedenlerimizle...
Sana doymayan ruhlarımızla...
Hem biz nasıl çiğneyebilirdik ki şehrin tuzsuz pidelerini?
Nasıl yutardık ki tüm lokmaları?
Nasıl yudumlardık katran tadı veren soğuk suları?
Nasıl ısınabilirdik ki yoğun bakımın soğuk?
Penceresiz ve kapısına kilit vurulmuş yatağında
Senin boğazın düğümlenmiş iken…
Nasıl gün ayacaktı bize?
Senin gözlerin ödemden sımsıkı kapanıp,
Seni karanlıklara gömmüş iken.
Nasıl rahat bir nefes alabilirdik ki?
Nasıl ciğerlerimizi egzoz dumanı karışmış hava ile doldurabilirdik ki?
Senin göğsün hastanenin kirişleri gibi beton kesilmiş iken.
Nasıl rahat soluyacaktık senin ciğerlerinden irin akar iken?

Gelmedin. 
Gelemedin...
Eriyip avuçlarımızdan kayıp gittin.
Şimdi ise kim bilir sen nasıl bekliyorsun bizleri.
En güzel şekilde bekle.
İple çekiyorum sonsuz vuslatı...