Doğada ve fıtratta her şeyde bir ölçü vardır. Bunu çeşitli aletler ve kriterler ile ölçeriz. İnsandaki iyilik ve kötülük derecesini ise bir iç disiplin olan vicdan ile ölçeriz. Vicdanımızdaki sesi duymak için ilahi ve insani bir sorumluluk gerektirir. Allah'ın direk hitap ettiği ve konuştuğu yer olan vicdan insanın içindeki röper taşıdır. Bir müslüman için vicdanın kriteri, referansı vahiydir. İçimizdeki insanlık göstergesi ve parametre nişanesi olan vicdan, Kur'anda açıkça belirtilmiştir. Enbiya süresi 64. ayette: "Müşrikler kendi vicdanlarına başvurdular gerçek şu ki zalim olanlar sizlersiniz (biziz dediler)".
İnsanlar için evrensel olan vicdan, bir iç muhasebe olarak karar verici mekandır. Her insan akıl, irade ve vicdanla hareket eder. Vicdanların sesine kulak verildiğinde doğru veya yanlışı ayırt edebilir. Doğru ve yanlışları ayırt etmede bir iç ses olan vicdan aynı zamanda içimizdeki ahlak öğreticisidir. Bu nedenle vicdan insanın içindeki hakim ve mahkeme salonu gibi bir görevi vardır. Bu nedenle haksızlık ve adaletsizlik yapanlara vicdansız deriz. Doğru ve adil karar vericiler için de vicdanlı tabiri kullanılır.William Shakespeare vicdanla ilgili: "Pırlantaların en değerlisi içimde taşıyorum, o da vicdanımdır" der.
Bugün Filistin'de yaşanan vahşet hiçbir vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. İnsanlıktan nasibini almamış ve iyilik vicdanlarını devre dışı bırakan İsrail, kötülük vicdanını harekete geçiren işgalci katillerdir. Bu duruma karşı küresel vicdan harekete geçmiştir. Küresel vicdan, dünyanın her yerinde tepkilerini ortaya koyarak ortak ses oluşturmuşlardır. Ancak dünya miletlerinin vicdansız yöneticileri yeterince aynı tepkiyi verememiştir. Sessiz kalan vicdanlar, Körelen kalpler ve lal olan diller zalimin ve zulmun bir parçası olmuşlardır. İsrail zulmüne karşı küresel vicdanlar özgür olmalıdır ve susmamalıdır. Son olarak Hamas lideri İsmail Haniyye'nin şehit edilmesi, Gazzede ve dünyanın birçok yerinde hergün insanlığın öldürülmesi vicdanlarımıza düşen hüznü ve acısı siyonizme olan nefretimizi bin kat artırmıştır. Bu zulme karşı sesimizi ve sözümüzün gücünü yükseltmeliyiz.
Dünyadaki zulmün bitmesi ve barışın sağlanması için küresel vicdanın din, dil, ırk, renk, coğrafya ayırt etmeksizin aynı tutumu sergilemesi gerekir. Aksine Pozitif ve neğatif yaklaşımlar dünya barışını zedeler ve zulümler ortadan kalkmaz.
Kısacası vicdan, vahiy ve akılla hareket edildiğinde insanlık için doğru ve baskın bir araç olabilir. Bugün vicdana, merhamete, insanlık değerlerine en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamandan geçiyoruz. Vicdanlı ve sorumluluk sahibi kişilerin çoğalması ve ortak vicdanla hareket etmesi dünyada insanlık, merhamet, sevgi, şefkati ve adaleti yeniden ihya edecektir.