Anadolu Eğitim Sendikası Adıyaman İl Temsilcisi Necmittin Kısa, “Öğretmenler, paydaşlar ile paylaşılmadan 12 madde halinde TBMM’ye gelmesi ve sonrasında onaylanan bir süreçten geçmesi beraberinde kabul etmeyeceğimiz durumları ortaya çıkarmıştır. Komisyon sürecinde sendika olarak eksiklikleri ve doğacak sorunları söylememize rağmen ilgili taslakta herhangi bir değişiklik yapılmadan onaylanan bu kanun 60 yıllık özlemin bittiği şeklinde kamuoyuna duyurulsa da bu kanun onaylanan şekliyle öğretmenlerin beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Öğretmenin bütün meslek hayatını etkileyecek bir kanun 12 maddeden ibaret olmamalıdır. Kanun maddesinde yer alan Öğretmenlik Kariyer Basamakları ise öğretmene sınavla maaş artırımından öteye gitmeyen bir uygulama ile öğretmeni karşı karşıya bırakmıştır. Bizler öğretmenler arasında sözleşmeli, ücretli, kadrolu ayrımı olmasına karşı çıkarken bunlara ilaveten bir de uzman öğretmen, başöğretmen ayrımının dahil edilmesi öğretmenler arasındaki iş barışını bozmaktadır” diye konuştu.
“UZMAN-BAŞÖĞRETMEN UNVANLARININ VERİLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”
“1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre ‘öğretmenlik özel bir ihtisas mesleğidir’ denilmesine rağmen mesleğimizin başına uzman-başöğretmen unvanlarının verilmesini doğru bulmuyoruz” diyen İl Temsilcisi Necmettin Kısa, “Her öğretmen diplomasıyla, öğretmen olurken geçtiği sınavlarla, yıllar içinde edindiği tecrübesiyle zaten uzmandır!
Anadolu Eğitim Sendikası olarak 6 Ocak’ta ülkemizin dört bir tarafında sınıflarımıza yakamızda her öğretmen uzmandır kokartı ile derse girmiş ve bu ayrıma dikkat çekmiştik.
Mayıs ayında yayımlanan yönetmelik sonrası Danıştay’a dava açmış, sınavın ve diğer sakıncalı durumların iptalini istemiştik. Gelinen noktada öğretmenlere dinlenme zamanları olan yaz tatilinde zorunlu video izletilmiş, bu videolar sonrası da 19 Kasım’da sınav yapılacağı açıklanmıştır. Biz bu sınavın eğitim adına, öğretmenlerin gelişimi, motivasyonu adına katkısının olmayacağını söylüyoruz. Biz Sınava karşıyız çünkü, bu sınav sonucu öğretmenler odasında ayrımcılığa neden olacaktır. Sınavla maaş artırımından öteye gitmeyen bu uygulama aynı işi yapan, aynı sınıfa giren, aynı konuyu anlatan, aynı sorumluluğu paylaşan öğretmenlerin çalışma barışını zedeleyecektir. Biz Sınava karşıyız çünkü, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre ‘öğretmenlik özel bir ihtisas mesleğidir.
“SINAVA KARŞIYIZ”
Biz Sınava karşıyız çünkü, ezberci eğitime karşı iken öğretmenin tamamen ezbere dayalı bir sınava tabi tutulamaz. Biz Sınava karşıyız çünkü, Bu sınav öğretmenin gelişimine katkı vermeyen aksine itibarını zedeleyen bir uygulamadır. Biz Sınava karşıyız çünkü, verilen uzmanlığın branşlar ile hiçbir ilgisi yoktur. Sınavla uzman olan bir öğretmen kendi branşı ile ilgisi olmayan bir eğitime maruz kalacak sonra sınavına girecek. Biz Sınava karşıyız çünkü, velilerin bile öğrencilerini uzman-başöğretmene yazdırma telaşının yaşandığı şu dönemde yapılacak olan sınavında; verilecek olan unvanın da iptalini istiyoruz. Öğretmenler odasında tek statüde öğretmen olmalıdır” şeklinde konuştu.
İl Temsilcisi Kısa, “En düşük devlet memuru maaşı alan, yoksulluk sınırının yarısından dahi az olan öğretmenlerin tümünün ücretleri artırılmalı; insan onuruna yaraşır bir ücrete getirilmelidir. Ardından kıdemi dolan her öğretmen unvansız, sınavsız ve şartsız ilgili tazminatlardan yararlanmalıdır. Öğretmenlerin yetiştirilmesinden, çalışma şartlarından emekliliğine kadar olan süreci içinde barındıracak gerçek bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ihtiyaç vardır. Mevcut haliyle bu meslek kanunu bırakın sorunları çözmeyi, var olan sorunları daha da artırmaktadır. TBMM açıldığında yapılması gereken ilk iş tüm paydaşların görüşleri ile Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden ele alınmasıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili yaşanan sorunlara duyarsız kalmayan tüm eğitim sendikalarını da bir arada olmaya bu konu başlığında tek ses olmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Haber: Hüseyin TÜRKOĞLU