Bu sene ramazan ayında 120 milyon insan Kâbe’yi ziyaret etmiş, umrede bulunmuştur. Şimdiye kadar Gazze’de çoğunluğu çocuk ve kadın şehit edilen Müslüman sayısı 53 bine yaklaştı. Biri kefen gibi beyaz ihramı giymiş “Lebbeyk Allahümme lebbeyk- Ya Rab emret, ne desen emrindeyim.” diyor, diğeri Gazze’de bu Müslüman beldesini Siyonistlere teslim etmeyeceğiz, bunun için ölüme hazırız, diyor. Lebbeyk Allahümme lebbeyk diyerek yerle bir olmuş, taş taş üstünde kalmamış, Gazze harabeleri arasında Allah'a yalvarıyor. Ey Allah’ım biz senin dinin için, namusumuz ve vatanımız için ölmeye hazırız, diyor.
Allah rızası için söyleyelim, hangisinin yakarışı, yalvarması, telbiyesi Müslümancıdır. 120 milyon insanın mı yoksa beyaz kefen yerine her tarafına kan bulaşmış, eskimiş ve yırtık elbisesiyle (ihramıyla) Ya Rabbi senin için ölmeye hazırım, sen ABD’den de İsrail’den büyüksün, sen bizi görüyorsun, diyen Gazze’li anne ve çocuğun mu? Kuru bir ekmek parçası bulamadığı için ot yemek zorunda kalan Filistinli anne ve çocuğun duası mı yoksa Mekke ve Medine’de lüks otellerde ikamet eden her çeşit yemek ve içecek ile zevk ü sefa içerisinde “Lebbeyk Allahümme lebbeyk” diyen 120 milyon umrecinin duası mı?
120 milyon değil, 5 milyon insan İsrail’e doğru yürüse İsrail Orta Doğuyu terk eder. 120 milyon insanın her biri umre ziyareti için verdiği paranın sekizde biri kadar olan 5000 tl verse 600 milyar eder. Bu para ile Gazze nüfusunun beş katı doyurulur. Peygamberimiz 9 yıl boyunca hac ve umre yapmadı. Çünkü Kâbe’nin yönetimi müşriklerin elindeydi. Şimdi Mekke Müslüman için kurtarılmış emin belde midir? Ben inanmıyorum. Çünkü herhangi bir Müslüman Suud yönetiminin anladığı bir dille Filistin için, Filistinlilerin zaferi için dua etse; İsrail’e lanet okusa derhal engellenecektir. Örnek mi istersiniz, işte örnek: Iraklı alim yaptığı umreyi Şehit Heniye’ye bağışladığını söylediği için tutuklanıp hapse atılmıştı.
ABD’de insanlar İsrail’i kınadığı için tutuklanıp sınır dışı ediliyor. Suudi Arabistan da aynısını yapıyor. Kaldı ki Mekke ve Medine harem bölgesidir. Oraya sığınan bir Müslümanı tutuklamak, ona işkence etmek veya öldürmek dinen yasaktır. Kâbe imamı namazda İsrail oğullarını lanetleyen bir ayeti okuyamaz, duasında Filistin ve Gazze’nin kurtuluşunu isteyemez. İstese ne olur? Tutuklanır, zindana atılır, kendisinden bir daha haber alınamaz. Cemal Kaşıkçı gibi kemikleri de yakılarak kül edilir. Bugün Suudi Arabistan’da yaşayan hiçbir Müslümanın, İsrail’i ABD ve Suudi Arabistan’ı eleştirme imkânı var mı? Suudi Arabistan’da hiçbir İsrail malı protesto edilebilir mi? Elbette ki hayır.
Başka bir husus, bugün İsrail’e destek veren silah tüccarlarının hepsi Yahudi’dir ve hapsi de Suudi Arabistan’ın ABD bankalarına yatırdığı paralarını faizsiz bir şekilde kullanan Siyonist taraftarlarıdır. Suudi Arabistan bu paraları nereden getiriyor? Elbette ki en büyük kaynak hac ziyareti için Müslümanların verdiği paralardır. Şairin dediği gibi “Şu gördüğün duvarlar ki Kimi Taif’tir, kimi Hayber’dir. Fethedemedik, Senelerdir ya Muhammed.” Evet maalesef bu kutsal beldeler işgal altındadır. Müslüman cübbesinin altında “zünnar” bağlayan gayri müslimler o “Beledü’l-emini” yönetiyorlar.
Bugün bu şartlarda hac ve umrenin gerekliliği tartışmalı bir durumdadır. Ama bugün Gazze’de yoksulluk içinde İslam’ın en büyük düşmanına karşı savaş veren, açlık, susuzluk ve ölümle pençeleşen mazlum Müslümanlara yardım etmek üzerimize farzdır. Bugün umremiz de haccımız da Gazze’dir. Umreye vereceğimiz paralar Suudi Arabistan’ın turizmini canlandırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Suudi Arabistan Gazze’ye bir kuruş yardım etmiş mi, hayır. İsrail’e el altında yardım ediyor mu? Evet, ben, Suudi Arabistan krallığının “Bizi Hamas’tan kurtar, ne istiyorsan onu verelim.” diye İsrail’e yalvardıklarını biliyorum.
Unutmayalım ki Gazze düştüğü zaman Mekke de olmayacaktır. Filistin İslam’ın Ribatıdır. Salahaddin-i Eyyûbî Kudüs’ü fethetmeden önce Gazze’yi fethetmiştir. Kudüs’e giden yol Gazze’den geçer. Seyyid Kutub’un dediği gibi Filistin Müslüman’ın kanıdır, ben Müslüman’ım diyen zihninde, kalbinde ve damarlarında Filistin’in endişesini taşımıyorsa otursun ağlasın. Belki Allah’ın affına nail olur.
Selam ve dua ile.