Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerimize düştü.
Bu, içinde 'bin haydan daha hayırlı olan' Kadir Gecesi'nin bulunduğu bir aydır. Hem kendimiz, hem ailemiz hem de toplum için - Covid-19 sebebiyle- evlerimize çekildiğimiz günlere denk gelen bu mübarek ay belki de Müslümanlar için -bu zor günlerde- bir kolaylık, bir rahmettir.
Malumdur ki, tempolu bir hayatı olan, günün 12 ile 16 saati dışarıda olan insanlara uzun süre evlerinden çıkmamalarını salık vermek hiç de kolay değil.
Hem devlet hem de insanlar için bu durum çok dikkatli ve hassas olunması gerektiği bir dönemdir. Devlet, vatandaşına güvence vermeli, vatandaşına maddi ve manevi desteğini eksik etmemeli. Vatandaş da ev içinde aile bireylerine karşı olabildiğince sabırlı ve dirayetli olmalı. İşte Ramazan-ı Şerif bu konuda yardımcıdır bizlere.
Bu ay; Allah Teala'nın, gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır. Her inanç ve dinde olduğu gibi İslam dininde de yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler vardır. İbadet, İslam dini için olmazsa olmazdır. (Tabii ki iman etmek şartıyla). Ramazan ayında camilerin normal gün ve aylara nazaran daha kalabalık olduğu bir aydır. Dünyayı etkisi altına alan Korona salgınından sonra yasaklı olan cami ve mescitlerden sonra elimize bir fırsat daha geçti; aile olarak da bir cemaat olduğumuz ve evlerimizi çalışma alanlarımız, kütüphanelerimiz, eğlence mekanlarımız yapabildiğimiz gibi birer mescid haline de getirebiliriz. Bu vesile ile hem aile içi şiddet azalır hem de muhabbet artar ve gönüller daha da birbirine yakın olur.
Bu ayda kim bir hayr işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır. Her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da gelir dağılımı konusunda bir adaletsizliğin olduğu aşikardır. Aşırı varlıklı olanlar kadar aşırı yoksul olanlar da mevcut. Bu iki kesim arasında da aylık maaşla geçinen büyük bir kesim mevcut. İşte Covid-19 tedbirlerinin alındığı ilk günden beri belki de en çok etkilenenler arasında maaşla geçimini sağlayanlar oldu. Bu dönemde herkes elinden geleni yaparsa bu durum kolaylıkla aşılır. Unutulmamalıdır ki, bir toplumu ve devleti ayakta tutan maaşlı insanlardır.
Bu ay sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. İş olanaklarının sıfıra yaklaştığı bu dönemde her şey üst üste gelmiş durumda. Bir taraftan geçim sıkıntısını düşünürken, diğer taraftan hiçbir şeyin farkında olmayan yaşlı ve çocuklara sabır ve anlayış göstermek gerekli. Belki de en çok sıkıntı çekenler yaşlı ve çocuklardır. Unutmayalım ki; Bu ay ihsan ve yardımlaşma ayıdır. Çocuklarımızı ve yaşlılarımızı üzmeyelim.
Bu ay müminin rızkının bereketlendiği bir aydır. Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.
Devletimize, Valiliklerimize, Kaymakamlıklarımıza, Belediyelerimize, İşadamlarımıza, durumu müsait olan vatandaşlarımıza bu aylarda çok büyük görevler düşüyor. Bu görevlerin başında da işini kaybetmiş, geliri azalmış ya da yok olmuş, zor durumda olan vatandaşın yeme, içme, barınma olanaklarının hiçbir bahane üretmeden karşılanması. Çünkü fert düşürse toplum, toplum düşerse, devlet zarar görür.
Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim bu ayda emri altındakilerin yükünü hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennemden azad eder.