Malatya'da, 6 Şubat depremlerinden hasar görünce ibadete kapatılan 800 yıllık Eski Malatya Ulu Cami restore edilerek yeniden ibadete açılacak.
Malatya'da 6 Şubat depremlerinden etkilenen 30 kültür varlığından biri olan Eski Malatya Ulu Cami'nin restore edilerek yeniden ibadete açılması için çalışma başlatıldığı öğrenilirken İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi Sanat Tarihçisi Levent İskenderoğlu 800 yıllık tarihi yapının Anadolu coğrafyasının en önemli kültürel miraslardan biri olduğunu söyledi.
"Ulu cami birçok defa onarım gördü"
Tarihi caminin Anadolu medeniyetinin izleri açısından bir kimlik belgesi özelliği taşıdığına vurgu yapan İskenderoğlu, "6 Şubat'ta bölgemizde gerçekleşen depremlerle on binlerce canımızı kaybettik. Tüm ülkemizin başı sağ olsun. Tabi bu arada depremlerde kültür varlıklarımızda hasar gördü. Şuanda da 1224 tarihli Eski Malatya Ulu Cami önündeyiz. Bazı kaynaklarda yapının tarihi 1221 de olarak geçiyor. Aşağı yukarı 800 yıllık bir yapı. Selçukluların Anadolu'da yaptığı ilk cami örneklerinden bir tanesi. Genellikle Anadolu Selçuklu mimarisin de çok sık rastlamadığımız açık avlulu ünik bir örnek burası. Burada Büyük Selçuklu yapı geleneğinin devam ettirildiğini görüyoruz. Yapı 1224 yılında yapıldıktan sonra birçok defa onarım görüyor. Şuanda da yapıda ciddi hasarlar var. Yaklaşık 400 yıl önce yapının yan duvarlarına eklenen payandalar bu bölgenin depremselliğine ilişkin ip uçları veriyor. Payandalar yapıyı, depremlere karşı mukavemetli hale getirmek için oluşturuldu. Yaşadığımız son depremlerde de payandalar görevini yerine getirdi. Kendilerinin birkaçının yıkılmasına rağmen yapı ayakta kaldı" dedi.
"Yapının restore edilmesi için çalışmalara başlanması gerek"
Önceliğin depremde etkilenen vatandaşların yaralarının sarılması olmakla birlikte tarihi kültür varlıklarının ayağa kaldırılması noktasında çalışmaların yapıldığını kaydeden İskenderoğlu, "Yapının en kısa sürede yağa kaldırılması tekrar hafızamızın bir parçası olması oldukça elzem. Bunun için Kültür ve Turizm Bakanlığımız tüm organları ile teyakkuzda. Ayrıca bizler üniversiteler olarak belgeleme ve raporlamalara destek veriyoruz. Anadolu medeniyetinin izleri açısından, bu yapılar, bizim kimlik belgelerimiz yok olmasına göz yumamayız. Muhakkak korumak ve yaşatmak zorundayız. Bu bizim gelecek kuşaklara karşı en büyük sorumluğumuzdur" diye konuştu.