Yaklaşık 4 ay önce köşemde yazdığım bir yazıda Adıyaman’ı korona virüs konusunda uyarmıştım. Eğer önlem alınmazsa ileride daha büyük sıkıntıların ortaya çıkacağını belirtmiştim. O dönem bir çok insan beni felaket tellallığıyla suçlayıp eleştirmişti ama bu gün geldiğimiz nokta ne kadar da haklı olduğumu ortaya çıkarttı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vaka sayısı artışında Adıyaman’ı işaret etti. Bu da kurallara uymadığımızı en açık şekilde gösterdi. Şimdi uyarımı yeniliyorum. Eğer gerekli önlemler alınmazsa ileride daha vahim sonuçlar ortaya çıkacak. Daha fazla kayıp yaşamadan hem vatandaşın hem de kurumların üzerine düşeni yapması gerekiyor. Sokaklara baktığınızda herkes “Dostlar alışverişte görsün” mantığıyla hareket ediyor. Böyle olmaz. Bu iş asla şakaya gelmez.
Haziran ayındaki köşe yazımı yeninden sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım ileride şimdi yazdığım yazıyı da size hatırlatmak zorunda kalmam.
Virüs Adıyaman’da hızlı ilerliyor
"Bir çok yerde korona virüs salgını geriliyor. Bu gerileme ülke tablosuna da yansıyor. Sağlık Bakanlığının her gün yayımladığı tabloda bunu görmek mümkün ama Adıyaman’da ise tam tersi bir durum var. Her geçen gün vaka sayılarında artış oluyor. Bunun neden kaynaklandığını araştırmak lazım. İnsanlar mı çok umursamaz yoksa yetkililer mi yeterli önlem almıyor, çok merak ediyorum.
Yanı başımızda nüfusu 2 buçuk milyonu bulan Şanlıurfa gibi bir il var. Buradaki vaka sayıları ile ölü sayıları toplam nüfusu 600 bin civarında olan Adıyaman’dan daha düşük. Yüzdeliğe vurduğumuzda arada ne kadar büyük bir uçurum olduğu görülüyor. Son 4 günde 60 yeni vaka ortaya çıktı. Genel toplamda vaka sayısı 450’yi aştı. Ölü sayısının ise maalesef 14 olduğunu biliyoruz.
Şöyle bir geçmişe gidip medyada çıkan haberleri gözümün önüne getiriyorum. Bir çok ilde hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulanırken Adıyaman’da “Halk parklara koştu” “İnsanlar baharın tadını çıkarıyor” “Güneş kendini gösterince Adıyamanlılar yeşil alanlara akın etti” tarzı haberler gördük. Yani etrafımızdaki illerin hepsinde sokağa çıkma yasağı uygulanırken biz normal hayatımıza devam etmeye çalıştık. Tabi hiç tedbir alınmadı demiyorum ama alınan tedbirlerin de ne kadar yetersiz olduğu rakamlarda ortaya çıkıyor.
Şimdi sıkı önlem almanın zamanı. Bunun için geç değil. Sonuçta insan hayatı söz konusu. Bir de karşımıza daha büyük bir tehlike çıkabilir. Nedir o tehlike size kısaca anlatayım. Virüsler her zaman mutasyon geçirmeye müsaittir. İnsan vücudunu tanıdıkça daha güçlü hale gelir. Buna karşı vücut da bağışıklık sistemini geliştirir. Bu da virüs ile bağışıklık sistemi arasında büyük bir mücadelenin ortaya çıkmasına neden olur. Bağışıklık sistemi zayıf olan, kronik rahatsızlıkları bulunan insanlar bu mücadeleyi kaybedebilir. İşte bu yüzden sıkı önlem almalıyız.
Küçük bir çocuktan tutun, en yaşlısına, bürokratına, siyasetçisine kadar herkese iş düşüyor. İlerde daha vahim tablolar oluşursa bunun bedelini hepimiz öderiz.”