Bu Şehir, Sözü Değil Samimiyeti Tartar

Hüseyin Türkoğlu

Siyaset çoğu zaman kürsülerde yapılan uzun konuşmalarla ve vaatlerle anılır. Oysa gerçek siyaset, milletin gözünün içine bakabilmekti, derdini dinleyebilmek ve en önemlisi samimiyeti hissettirebilmekte saklıydı.

Depremi, yoksunluğu, umudu ve sabrı sadece hak sahipliği raporlarından değil, insanların gözlerinden okumalıdır. Çözüm noktasında çaba sarf edilirken, empatiyle yol alınmalı. Talepleri birer istatistik değer gibi değil, bir hayat hikâyesi olarak okumalı.

Gerçek bir yerel siyaset anlayışında, makamlar bir üstünlük alanı olarak görülmez, görülmemeli. Emanet, omuzlarda taşınan ağır bir sorumluluk olarak kabul edilirken, kürsülerden verilen büyük sözlerden çok, sofrada paylaşılan dertlere de yakın durmayı elzem kılar. Vatandaşla arasına mesafe koymaz, protokol diliyle değil gönül diliyle konuşur. Samimiyet, bu anlayışın sigortasıdır. Zira halk, söylenenin değil hissedilenin peşinde yürür.

Evet, bu coğrafya gerçekten çok şey gördü… Depremi yaşadı, yokluğu gördü, sabrı öğrendi. Öte yandan dayanışmayı, vefayı ve umudu da hiç kaybetmedi. İşte tam da bu yüzden, milletin emanetine sahip çıkma vurgusu, Kahta’da sıradan bir siyasi söylem olarak algılanmıyor. Çünkü bu şehir, sözü değil samimiyeti tartıyor. Hiçbir siyasetçi gerçek gücünü, alkışlardan almaz. Zira gönüllerde bıraktığı izlerden anlaşılır zaten. Toplumun her kesimini, her insanı dinlemeyi bilen, vatandaşa dokunan ve üstlendiği sorumluluğu bir makam değil emanet olarak gören bir anlayış, siyasetin en dürüst ve en kıymetli halidir. Toplum olarak belki de bugün en çok ihtiyacımız olan şey bu.

Bu anlamda Kahta Öğretmenevi’nde yaşanan halk buluşması da tam olarak bunu hatırlattı bize. Orada ne ideolojik duvarlar, ne de resmi bir mesafe vardı. Hele hele yapay bir protokol dili asla yer bulmadı. Birçok insan konuştu, dertlerini anlattı. Beklentilerini paylaştı. Burada insanları dinleyen bir siyasetçinin varlığı ise salondaki havayı bambaşka bir noktaya taşıdı. “Bizim siyasetimiz makamdan değil, milletin gönlünden beslenir” ifadesi, yalnızca bir cümle olarak kalmadı o gün. Vatandaşla kurulan göz temasında, tokalaşmada, sessizce dinlenen her hikayede karşılığını buldu bence.

Kahta’mızın, Adıyaman’ımızın sorunları dile getirilirken, çözüm noktasında samimiyetin ortaya konulması, siyasetin hâlâ insani bir zeminde sürdürülebileceğini de göstermiş olmasının yanında ayrıca, siyasetin hâlâ umut taşıyabileceğini bir kez daha hatırlattı.

Selam ve dua ile...