İşveren tarafını komisyonda teslim eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 2019 yılında 2 bin 20 lira olan asgari ücrete yüzde 12 zam yapılarak 2 bin 262 lira olması önerisinde bulundu. Komisyonda işçi tarafının temsilcisi konumunda bulunan Türkiye’nin en kitlesel işçi konfederasyonu Türk-İş ise diğer işçi konfederasyonları Hak-İş ve DİSK’in de katılımıyla yaptığı toplantıda “2 bin 578 liranın altındaki ücreti kabul etmeyeceğini” duyurdu.
Bu toplantıda yer alan DİSK, bu ayın başında asgari ücretin 3 bin 200 TL’ye yükseltilmesini talep etmişti. İşçilerin gözü şu anda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a çevrildi. Bakanın bu hafta asgari ücretin ne kadar olacağını açıklaması bekleniyor.
İŞÇİLERİN UMUDU ÇOK YÜKSEK
Alacakları asgari ücrete göre hayat şartları 2020 yılı için şekillenecek. Kira, elektrik, su, varsa doğalgaz, telefon faturaları, giyim, mutfak, çocukların okul masrafı, bunlar saymakla bitmez. Hepsini karşılayıp sosyal yaşamlarına da bir miktar para ayırabilmeleri için asgari ücrete iyi bir zam yapılması lazım.
BURAYA KADAR HER ŞEY NORMAL
Talepler iyi, beklentiler yüksek. Peki hayatları boyunca hiç asgari ücret alamayan işçinin durumu ne olacak. Bir çok firma ve şirket işçiyi asgari ücretli olarak gösterip asgari ücret vermiyor. Türkiye’nin bir çok yerinde maalesef durum bundan ibaret. İşçi ‘işimden olurum’ düşüncesiyle sesini çıkaramıyor. Patron ne uygun görmüşse ona razı gelmek zorunda kalıyor.
Denetim işine gelecek olursak, var mı, yok mu? İşte bu tartışılır.
Bunun muhatabı olan kurumun nasıl bir yol izlediğini bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var, Kahta’da bir çok asgari ücretli asgari ücret alamıyor.