Gaziantep'te hayat kurtarmak canla başla çalışan 112 Acil Sağlık ekipleri, yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide saniyelerle yarışarak hasta ve yaralı vatandaşların yardımına koşuyor. Asılsız ve acil olmayan vakaların kendilerini yavaşlattığını söyleyen ekipler, vatandaşların trafikte ambulansa, dolasıyla da yaşama yol vermelerini istedi.
Gaziantep'te, korona virüs salgınıyla mücadelede en ön safta yer alan 112 Acil Sağlık ekipleri, hayat kurtarmak için adeta saniyelerle yarışıyor. Kentin çeşitli bölgelerindeki 58 noktada göreve hazır bekleyen ekipler, 112 Komuta Kontrol Merkezi'ne gelen çağrıların ardından dakikalar içerisinde vakaya ulaşıyor. Her gün çok sayıda kişinin hayatına dokunan ekipler, acil vakaları en kısa sürede hastaneye yetiştirmek için adeta canla-başla çalışıyor.
Zamanla yarış içinde çalışan kahraman sağlıkçılar, yaşadıkları en büyük zorluğun ise asılsız ihbarlar ile trafikte ambulansa yol verilmemesi olduğunu anlattı. Ambulansların asılsız ve acil olmayan vakalarla uğraştığı için geç kalabildiğini söyleyen Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Ayşe Kartal, "Aslında bize değil bir hayata, ömre, evlada, eşe, anneye yol veriyorlar. İnsanlar öyle düşünsünler" dedi.
"Mesleğimiz çok kutsal"
Mesleğinin küçüklükten beri hayali olduğunu aktaran ATT Ayşe Kartal, hayatının 15 yılını ambulanslarda geçirdi. İşini çok severek yaptığını belirten Kartal, "Mesleğimiz aslında çok kutsal. Çünkü birilerinin yaşamına dokunuyorsunuz. Yani birinin eşini, evladını kurtarıyorsunuz. Birçok hayata dokunuyorsunuz. Ben de anneyim ve bir çocuğum var. Bir annenin havale geçiren çocuğunu alıp tekrar onu iyi ettiğimiz zaman annenin gözündeki sevinci görmek beni çok mutlu ediyor. Mesela bir asıya gitmiştim. Eşi erken müdahale ederek onu ipten almış ama hasta nöbetler geçiriyordu. Biz onun nöbetini durdurup oksijen vererek rahatlamasını sağladık. Bir hafta sonra o kişiyi ayakta gördüm ve çok mutlu oldum" ifadelerini kullandı.
"Bize değil bir hayata yol veriyorlar"
Karşılaştıkları en büyük zorluğun asılsız ihbarlar olduğunu ifade eden Kartal, "112'lik olmayan ihbara gittiğimizde bizim bölgemiz boş kalıyor. Hani diyorlar ya "112 geç kalıyor" işte bu geç kalmalar bu yüzden yaşanıyor. Mesela trafikte bizi daha çok ciddiye almalılar. Belki de biz, yolda bize yol vermeyen o araçlarda bulunanlardan birinin yakınını taşıyoruz. Bunu kimse bilemez, bu herkesin başına gelebilir. O yüzden biz saniyelerle yarışıyoruz. Aslında bize değil bir hayata, ömre, evlada, eşe, anneye yol veriyorlar. İnsanlar öyle düşünsünler" dedi.
"Yol vermediğiniz ambulansta sizin yakınınız olabilir"
Ambulans Şoförü Ahmet Akay ise hastaneye en kısa sürede gitmeleri gerektiğini vurguladı. Kendilerini en çok zorlayan şeyin trafik yoğunluğu olduğunu aktaran Akay, "Yollar dar, trafik de yoğun olunca işimiz daha çok zorlaşıyor. Elimizden geldiği kadar yolu açmaya çalışıyoruz. Bir insanın hayatını kurtarınca çok seviniyoruz. Bir hayata daha dokunduğumuzu düşünüyoruz. Bu durumu kelimelerle pek dile getiremiyorum. Bazen sürücülerin yol vermediği ambulansta onların da yakınları olabilir. Ambulansa bunu düşünerek yol vermeleri gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Bu mesleği yaptığım için çok mutluyum"
Mesleklerindeki en önemli kuralın sakinlik olduğunu dile getiren Paramedik Ahmet Aydın da hem hastaya hem de hasta yakınlarına gerekli desteği vermeleri gerektiğini paylaştı. Sakin olmamaları durumunda o an hiç kimsenin sakin olmayacağını aktaran Aydın, "Gittiğimiz yerde de güler yüzle karşılaşmıyoruz. Hasta ve hasta yakınlarının en zor zamanına denk geliyorsunuz. Kendimizi hasta yakınlarının yerine koyarak çalışıyoruz. İnsanların hayatına dokunmak çok güzel bir duygu. Bayramın birinci günü bir vakaya gitmiştik. Kasabın içinde bir kişi kalp krizi geçiriyordu. Hastayı müdahalenin ardından hastaneye götürdük. Daha sonra aynı hastayla kasapta yine denk geldik. Orada hasta bizi görünce, "Dükkanı bile götürseniz, canım size fedadır" dedi. Çok mutlu olduk. Böyle güzel bir mesleği yaptığım için çok mutluyum" diye konuştu.