Deprem sürecinde devletin, kurumların, vatandaşların mağdur olan depremzedeleri ve özellikle gazetecileri sorduğunu dile getiren Karakaş, bu noktada Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin sınıfta kaldığını belirtti.

Yaklaşık olarak Depremin üzerinden 2 aydan fazla bir sürenin geçmiş olmasına rağmen üyesi olduğu TGC tarafından aranmadığını dile getiren Karakaş, bu durumun sorumlu gazetecilik, sorumlu dernekçilik, sorumlu cemiyetçilikle bağdaşmadığını vurguladı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş’in bu süreçte sağlıklı bir iletişim ağı kuramadığına dikkat çeken Karakaş söz konusu açıklamasında şunları söyledi:

“Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden 2 aydan fazla bir zaman geçti.

Bu süreçte devlet üzerine düşeni yapmaya, yaraları sarmaya devam ediyor.

Yine bazı STK’lar, kuruluşlar, dernekler, vakıflar ve firmalar da yaraların sarılması yönünde sorumluluk anlayışı ile hareket ederek depremzedelere ulaşmaya çalıştılar. Halen bu bağlamdaki çalışmalar devam ediyor.

Ancak mensubu olduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tamda bu sorumluluk anlayışı doğrultusunda sınıfta kaldı. Sınıfta kalmakla kalmadı bu süreçte basın mensupları arasında ikili uygulamalara gitti. Düzenlediği deprem içerikli ziyaret ve kısmi yardım programlarında ikili davranmaya gitti.

Her gün iktidarı, kamu kurumlarını adalete, eşitliğe, iletişime, göreve davet eden TGC Yönetimi ne yazık ki kendisi bu başlıklar etrafında iki aylık gözlemlerime dayalı olarak belirtmek istiyorum ki istenilen çabayı vermedi.

Derken,

Ben şahsen baktım aramıyorlar sormuyorlar. Uzun bir aradan sonra TGC’nin Genel Sekreteri Sayın Sibel Güneş’i aradım. Depremzede gazeteciler için bir çalışmalarının olup olmadığını sordum. Bizleri neden sormuyorsunuz diye de ekledim. Dediği şey aynen şu: Aradık ulaşamadık. Ne kadar komik bir gerekçe okuyucularımızın ve halkımızın takdirlerine sunuyorum.

Olmadı bir baktık ki TGC sözde bir yardım programı ile Malatya’ya gelmiş.

Malatya programına Adıyaman’dan depremzede gazetecilerin de katılacağını yazmışlar. Şaşırdım. Çünkü iş yeri tamamen yıkılmış bir gazeteci olarak bugüne kadar deprem mağduriyeti yaşamış süreçte olduğu gibi Malatya programı için de aranmadık.

Bu durumu kınadığımızı ifade etmek istiyorum.

Esas amacı gazeteci meslektaşlarının haklarını korumaya, kötü günlerinde yanlarında olmaya, dayanışma içerisinde bulunmaya yemin etmiş, ancak iletişimsizlik ve sorumsuzluk yönetim anlayışı sergileyen TGC’yi sağduyuya ve eşitlikçi davranmaya davet ediyorum.

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sayın Sibel Güneş’i sorumsuzluk anlayışından dolayı istifaya çağrıyorum.

Not: Bakalım bu açıklama, bu serzenişimizden sonra üyeliğimizi sonlandırırlar mı?

Bekleyip göreceğiz. Ancak böyle bir durumda yargı yoluyla haklarımızın takipçisi olacağımızı beyan ederim.”